Belli silahlı gruplar belli kişileri öldürebilirlermiş!..
Sokağa inmeyeceklermiş?!..
'Sonbaharda seçim olacak'. Sonbahara geldik, ama bir hareket yok.
Akşener ise, 'Haziran ayında seçim olur' demişti. O da tutturamadı.
Mevsimler tutmayınca, 'Erken seçim değil, derhal seçim' demeye başladılar.
O ne ola ki?!..
Seçim kanununda 'erken seçim olamıyorsa, hemen seçime gidilir' maddesi mi var? Eskiden şehirlerarası telefon görüşmesi için 'acele', 'yıldırım' olarak sıra kaydı yapılıyordu. Onun gibi bi'şey mi acaba?!..
Öteki de 'ben başbakan olacağım' diyor.
Olursun tabii... Önce bir "derhal seçim" olsun, "hemen" seni başbakan yapacaklar...
***
"Derhal seçim" derken ve durup dururken yeni bir senaryo yazdı Kılıçdaroğlu.
Seçim öncesi çok sert bir siyasi ortam oluşabilirmiş.
Nasıl olacağını da aynen şöyle açıklıyor, tarafsız bağımsız fondaş medyaya;
"Karşı taraf gerilimi tırmandıracaktır. Siyasi cinayetten endişe ediyorum. Ben şundan eminim, eğer iş belli grupların ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse, bir gerilim olmaz..."
Akla FETÖ taktiği geliyor. Önce "sizi zehirlemek istiyorlar, duyum aldık efendim" derler, ihbarda bulunurlar. Sonra yemeğe zehri kendileri koyarlar...
....