En süflî siyaset tarzı!..

Öncelikle hayatını kaybeden maden işçilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Rabbim yakınlarına sabr-ı cemil ihsan etsin, yaralılara da acil şifalar versin...Hepimizin yüreği yandı. İçimiz acıdı. Amasra'daki maden kazasında 41 madencimizin hayatını kaybetmesi hepimizi derinden sarstı...

Yerin yüzlerce metre aşağısında çalışmak. Ne kadar zor, ne kadar ağır, ne kadar riskli bir iş. Çökme olduğunda canlı canlı gömülüyor madenciler. Patlama olduğunda canlı canlı yanarak ya da dumandan boğularak can veriyorlar. Ağır imtihan...

Başkan Erdoğan "Kaybettiğimiz madenci kardeşlerimizin aileleri, evlatları emanetlerimizdir. Can kayıplarını telafi edemesek de, vefat eden kardeşlerimizi geri getiremesek de en küçük mağduriyete dahi izin vermeyecek, ailelerimize sahip çıkacağız" dedi ve hemen ardından bölgeye gitti.

Patlamadan hemen sonra devlet tüm kurumlarıyla felaketin yaşandığı yere ulaştı, müdahale etti. Bakanlar da sahaya geldi. Soruşturma için 5 savcı görevlendirildi. Herkes mahsur kalan işçilere ulaşmak için canla başla mücadele etti. Aynen orman yangınlarında, depremde, sel felaketinde olduğu gibi.

Mevzuya hiç girmek istemezdim ama maalesef süfli siyaset yine yüzünü gösterdi.

Acılar henüz yaşanırken, "Bu elim olayı takip edeceğim, olası ihmallerin hesabını sormak da boynumun borcu" dedi Kılıçdaroğlu. (Sosyal medyada paylaştı.)

Elazığ ve Malatya'daki deprem incelemelerini anlatırken, "Deprem bölgesine gittim, bir tek Kızılay çadırı dahi görmedim" demişti. Ardından deprem bölgesinde Kızılay çadırına girdiği görüntüleri ortaya çıkmıştı.

Marmaris'te çıkan orman yangını bölgesine gitti Kılıçdaroğlu. Kameraların karşısına geçip; "Verin görevi bize, biz yapalım, biz bitirelim. Açalım bir kampanya uçağı da helikopteri de getirelim buraya" dediği esnada yangına müdahale eden helikopterlerin sesi canlı yayında net şekilde duyuldu. O konuşurken etrafındaki kurmaylar havadaki helikopterleri seyrediyordu.