Ey Mengünüs, Konstantiniyye’yi dinliyorum gözlerim kapalı..
Napalım böyle işte… İşimiz gücümüz yok ya, heykel tartışması yapıyoruz!.. Bu seferki 'Kostantiniyye' heykeli…Mevzuyu bilmeyenler için anlatalım… En sevmediğim şeydir aslında… Lakin...
Napalım böyle işte… İşimiz gücümüz yok ya, heykel tartışması yapıyoruz!.. Bu seferki 'Kostantiniyye' heykeli…
Mevzuyu bilmeyenler için anlatalım… En sevmediğim şeydir aslında… Lakin mevzuyu bilmeyenler için tekrarlayalım ki yazı havada kalmasın… Ahan da bir sürü dolgu cümlesiyle girizgâh yaptık,
Neyse, “Konstantiniyye” adlı bir heykel (Görmedim ama heykel olduğunu söylüyorlar,… Değilse de 'bir eser' diyelim…) İstanbul'da bir AVM'nin önünde sergilenmiş… Bunun üzerine bir grup, eserin ismini gerekçe gösterip “Burası İstanbul!..” diyerek tepki göstermişler… Tepki gösteren gruba bir çok kişi eklenmeye başlayınca heykel, heykelimsi, ya da her ne ise AVM'nin önünden kaldırılmış…
Hikaye bu…
Ardından olanları tahmin edersiniz… “Yobazlar, gericiler, tahammülsüzler, dinciler, Osmanlıcılar (bu da yeni çıktı!..) vs, diye söze başlayan köşe yazarları heykelin namusunu korumak için sıraya girdiler… (Bilirsiniz kimler olduğunu… Bir çoğu her mevzuya; 'diktatörlükten girip, “El Bab'ta ne işimiz var?!..” diye başlayan Babıali kaşalotu…)
Bir başkadır benim memleketim...
Dünyanın en güzel kebabını Adanos (Adania, Adrian..)'da yersin… Yanında da şalgam içersin…
Canın 'Yoğurtlu Alexander' kebabı çekerse 'Prusias'a gidersin… Kaymak için Olimpos'a çıkarsın teleferikle…
Pastırmanın hası Kaysarea'dadır… Romalıların imparator şehridir… Kaysarea'yı Romalı kumandan Pastırmaküs'ün fethettiği söylenir!..
Frigler'den kalan 'Katyasiyum'unda müthiş çiniler, porselenler vardır…