Hah şöyle, CHP kendine geldi!...
Konuşmayayım' dedim ama bu kadarı da fazla…Buraya kadarmış Kemal abi...Madem sen fabrika ayarlarına döndüm, ben de askıya aldığım 'Kemal abi' yazılarıma başlayabilirim...Hadi Cumhurbaşkanlığı...
Konuşmayayım' dedim ama bu kadarı da fazla…
Buraya kadarmış Kemal abi...
Madem sen fabrika ayarlarına döndüm, ben de askıya aldığım 'Kemal abi' yazılarıma başlayabilirim...
Hadi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan 'Adli Yıl' açılış törenine sen katılmadın anladık da, 'Tam bir yüzkarası toplantı' ne demek?... Başta Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay olmak üzere bazı yüksek mahkeme üyelerinin bir kısmını zaten cumhurbaşkanı seçmiyor mu?... Adli Yıl açılış töreninin Külliye'de olması yargının bağımsızlığına nasıl bir halel getiriyormuş anlamadık… (28 Şubat sürecinde Genelkurmay'ın brifinglerine koşuşturup elleri patlarcasına cuntacı komutanları alkışlayan yüksek yargı mensuplarına da kızmış mıydın Kemal abi?… Sen ve CHP o brifingler için 'yüzkarası toplantılar' demiş miydiniz?!...)
Tam FETÖ demeye başlamıştın ama yine dönüp dolaşıp 17/25 Aralık kumpasına geldin… Hani o kumpas malzemelerini CHP'nin çılgın projeleri diye sunmuş, (meydanlarda tape 1, tape 2, tape 3..vs,) millet hiçbirine itibar etmemiş ve girdiğin tüm seçimleri kaybetmiştin…
Yine 'saray' deyip duruyorsun… Saray değil Kemal abi… Külliye.., Külliye… (Bu arada Külliye'ye de gittin… Merak ettim de, (eğer gidip gördüysen) klozet kapakları altın mıymış hakkaten?!...)
Bir de Cerablus açıklaman var… “Cerablus'ta kalıcı olunmasını doğru bulmuyorum” demişsin... (ABD Büyükelçisi John R. Bass'le görüşmenden bir gün sonra…)
ABD de aynısını istiyor ama söyleyemiyorlar... Hayırdır Kemal abi, yoksa ABD isteklerini seninle mi bildiriyor?...
Ne açıklayalım biz şimdi dünya kamuoyuna?...
“Biz Cerablus'ta kalıcı değiliz, bir şeye bakıp çıkacaz!...” mı diyelim?...