Muhasebeci Kenan; “Defolup git, sıkıyorsa dene!..” 

Aah ahh.., Hacı Muharrem’in kıymetini bilemedin!.. 

Ne güzel; “Rozet tak, rozet çıkart Muharrem.., Gel bakalım Muharrem, git bakalım Muharrem” diyordun… 

Çok da kibardı. 

“Yenmiş de yenmiş, çıkmış da yenmiş, genel başkanlık koltuğunu bana bırak, sen de onursal başkan ol, “Ben Kuantum–sen İzotop” geçinip gideriz!..” diyordu… 

Arada bir üç beş kurultay, imza delege.., Hepsi o kadar işte!.. 

Öztürk Yılmaz, namı diğer muhasebeci Kenan öyle mi?.. 

Kızdığında; “Şerefsiz, adi, o… çocuğu!..” diyen muhasebeci Kenan… (Hem de Meclis’teki basın toplantısında!..)

Önceki gün kesin ihraç istemiyle disipline sevk ettin koskoca adamı!..

Oldu mu şimdi maraton Kemal?!

Neymiş efendim, izinsiz televizyona çıkıyormuş da, ezanla ilgili yanlış konuşuyormuş da..vs,

Basın toplantısında sana cevap verdi;

“Sen yönetemiyorsun, ben de bir hazırlık içindeyim biliyorsun. Genel başkanlık olarak bir hazırlığımın olduğunu biliyorsun. Sen beni rakip olarak görüyorsun. Parti içindeki yükselişimden rahatsızsın” dedi…

Yaa, gördün mü?.. Biz bir tek hacı Muharrem’i biliyorduk. Meğer Muhasebeci Kenan da koltuk hazırlıkları yapıyormuş…

Koltuğun talipleri çoğaldı. Şimdi işin yoksa koltuğun hem önünü hem arkasını kolla bakalım!..

Üstelik stili çok sert, Hacı Muharrem’e rahmet okutur…

“Aşağılık bir işe imza attınız… Defolup gideceksiniz… Sıkıyorsa at bakalım!..” diyor muhasebeci Kenan…

Hadi bakalım, 2’nci Koltuk Savaşı başladı!

Hacı Muharrem mi, Öztürk Yılmaz yani, namı diğer muhasebeci Kenan mı?..

Seçimden sonra CHP’de günlerce aylarca sadece ve sadece, “delege, imza, kurultay, tüzük, genel başkanlık” tartışılmıştı…

Ne diyordu Kılıçdaroğlu?

“Koltuk sevdası olanların partimizde yeri yok!..”

İyi ki Kılıçdaroğlu var. Koltuğu ‘koltuk sevdalılarına’ bırakmamak için yıllardır mücadele veriyor!..

İşin zor muhasebeci arkadaş. Zira rakibin de muhasebeci. Hem onca ‘yenmiş de yenmiş’i var, çok tecrübeli!..