O masada son noktayı HDP koyar!

Siz sahip çıkamazsanız başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir' diyor. Kılıçdaroğlu'nu, sülalesine vasiyet etmiş Akşener. Kılıçdaroğlu ve ailesini koruyup kollayacaklarmış!..

'Ee, 15 kiralık vekil az bir kıyak değil' diye düşünebilirsiniz.

Sadece o değilmiş. 'Bu arada Cumhuriyet Halk Partisi benim babamın partisidir ha... Rahmetli babamın, rahmetli İnönü ile fotoğrafı var' diyor Akşener...

Meğer babadan da CHP'liymiş!

Ama aslında öyle de değilmiş!..

Akşener'in anlattığına göre, baba 27 Mayıs darbesine kadar Paşacı'ymış. Yani İnönücü'ymüş. 60'tan sonra Türkeşçi olmuş.

E bazen olur!..

Kendisi de Doğru Yol Partili'ydi. Sonra MHP'li oldu. Ondan sonra da İP'i kurdu.

Olur böyle şeyler!

Vakti zamanında '28 Şubat kararları tabii ki uygulanacak' diyordu. Muhteviyatında dinsizlik olan kitabı okullarda okutmayı vaat edecek kadar da kökten laikçi biriydi.

Diğer taraftan çok İslamcı. Sosyal konut projesi için fetva isteyen, başarılı siyasetçiyi yüzündeki Rabbiyessir'den, yüzündeki nur-u şeriften tanıyan biri.

Böyle de olur zaman zaman?!

'HDP ile aynı masada olamayız' diyor. Ama HDP'nin de desteklediği ortak adaya oy veriyor.

Benim ortağım CHP diyor. CHP'nin diğer ortağı da HDP. Öyle ya, Demirtaş'ın serbest bırakılması Kılıçdaroğlu'nun seçim vaadi. Ayrıca bakanlık da verecekler HDP'ye.

"Aynı masada olamayız" diyorsun. Masa ayrı olsa ne yazar, ortağınız aynı!..

Yani bazen bunlar da oluyor maalesef!..

O kadar söyledi, ihsas etti, ima etti, adaylığını açıklamak için onay bekledi. Bir türlü cevap alamadı. Sonunda dümdük sordu Bay Kemal; (içeriye ve dışarıya).

"Şunu da artık bilmek zorundayım, siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor, bazılarınızın da isteyerek veya istemeyerek zarar verdiğini de görüyorum. Artık karar verin."

Ha, karar verdiniz mi?

Daha önce sordular Akşener'e; "Kılıçdaroğlu kazanacak bir aday mıdır, kriterlerinize göre?"

"Ben henüz bilmiyorum. Herkes hazır ben hariç. Bu seçimi 'tehlikeye' atamayız" demişti Akşener.