Söyleseler inanmazdık, rüyamızda bile göremezdik!
Yeri geldi bir daha hatırlatalım. Yer, Haydarpaşa Numune Hastanesi. Vatandaş kolundan ameliyat olmuş. Hastane masraflarını ödeyemediği için günlerce rehin olarak hastanede bekletiliyor. Kapısında nöbetçi var. Hasta...
Yeri geldi bir daha hatırlatalım.
Yer, Haydarpaşa Numune Hastanesi. Vatandaş kolundan ameliyat olmuş. Hastane masraflarını ödeyemediği için günlerce rehin olarak hastanede bekletiliyor. Kapısında nöbetçi var. Hasta dayanamıyor, kaçmaya karar veriyor. Odasının penceresinden (1’inci kat) aşağı atlıyor. Ters bir iniş yapıyor ve ayak bileği kırılıyor.
Neyse ki hastane uzakta değil!.. “Kaçak hasta” hastanenin arka bahçesinden alınıp önden, “acil servisten” yine içeri giriyor.
Gülerdik acınacak halimize. Rehine hasta diye bi’şey vardı.
Yer, SSK Göztepe Hastanesi vardı. Bir yakınım bypass ameliyatı olmuştu. Yoğun bakımdan çıkarıldığı gün ziyaretine gittik. 10 hasta, tek bir odada. Hasta sayısı 10, ziyaretçi sayısı 45! Gürültü kıyamet, hastamızla zor konuşuyoruz. Piknik alanı gibi. Etraf ziyaretçilerin getirdiği yemeklerle mis gibi kokuyor. (Karnımız acıkmıştı. Hastane çıkışı dönerciye koştuğumuzu hatırlıyorum.