28 Şubat’ı unutmak
Evet, 27 yıl insan hayatında uzun bir süre. İnsan kaybettiklerini, sevinçlerini, dostlarını bile 27 yılda unutabiliyor. İnsanın en güçlü özelliklerinden biri belki de bu, unutabiliyoruz. Ancak bazı şeyleri unutmak...
Evet, 27 yıl insan hayatında uzun bir süre. İnsan kaybettiklerini, sevinçlerini, dostlarını bile 27 yılda unutabiliyor. İnsanın en güçlü özelliklerinden biri belki de bu, unutabiliyoruz. Ancak bazı şeyleri unutmak insanda zafiyete sebep oluyor. 28 Şubat Darbesi de bunlardan biri.
Biz ne zaman, "28 Şubat artık eskide kaldı, takılıp kalmamamız lazım" dediğimizde 28 Şubat'ın aktörleri bize kendisini hatırlatıyor. Bazen metroda Arabistan vize memuru, bazen de taşıdığımız kelime- i tevhid bayrağı nedeniyle atılan bir yumruk olarak karşımıza çıkıyorlar.
28 Şubat 1997'de resmiyete dökülen, aslında 1994 yerel seçimleri sonrası adımı atılan o meşum darbe süreci, gücünü sadece bol yıldızlı generallerden -ki pek çoğu şimdi cezaevinden çıkmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın affını talep ediyor- almıyordu. Medya, STK, memurlar ve sokaktaki 28 Şubat süvarileri bu darbenin itici gücüydü.
Türkiye'de kimseye zararı olmayan, ülkesine hizmet etmekten başka derdi olmayan dindarların kamusal hayatta görünür olması, kendisini Türkiye'nin ve içinde...