Buyur, yapılmışı var
Muhalefetin genelde neleri yıkacağını veya Kanal İstanbul projesi gibi hangi projelere son vereceğini dinliyoruz. Bunun yanı sıra, bir de zaten halihazırda hükümetin sürdürdüğü icraatları sanki ilk kez kendileri...
Muhalefetin genelde neleri yıkacağını veya Kanal İstanbul projesi gibi hangi projelere son vereceğini dinliyoruz.
Bunun yanı sıra, bir de zaten halihazırda hükümetin sürdürdüğü icraatları sanki ilk kez kendileri hayata geçirecekmiş gibi anlatıyor ki evlere şenlik. Yahu her gün binlerce kişiye hitap etmeden önce mevcut hükümet halka hangi hizmetleri sunuyormuş, baksanıza.
Mesela Akşener, imkânı olmayan yaşlı vatandaşlarımıza evde bakım sağlayacakları vaadini vermiş. İyi de Ak Parti hükümetlerinin öncülüğü ve belediyelerinin desteğiyle hasta vatandaşlarımıza bu hizmet zaten sunuluyor!
Bakın, bu sene mart ayından bir haber: "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nca büyükşehir belediyelerinin yaşlılara yönelik evde bakım ve destek ile gündüzlü bakım hizmetlerini geliştirmek üzere iki yıl önce başlatılan Yaşlı Destek Programı (YADES) ile 22 bin 800 haneye ulaşıldı." Ya da Muharrem İnce, seçilirse her sene 10 bin öğrenciyi eğitim almaları için yurtdışına gönderme sözü vermiş. Kendisini üzmek gibi olmasın ama devletimiz zaten her sene 10 bin civarı öğrenciyi eğitim için bursla yurtdışına gönderiyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan YÖK'e, Anadolu Ajansı'ndan TÜBİTAK'a pek çok devlet kurumu, hükümetin yönlendirmesi ve onayıyla gençlere burslu yurtdışında eğitim imkânı sağlıyor.
Engelli hastana, yaşlı akrabana veya torununa bakıyorsan bile para yardımı yapan, ihtiyacını evine yollayan hizmet eksenli devlet anlayışını bu ülkeye Ak Parti getirdi.
Ders kitaplarını ücretsiz dağıtıp, üniversite harçlarını kaldıran, kendinden önce 11 milyar olan eğitime ayrılan bütçeyi 134 milyar liraya çıkaran öğrenci dostu devlet anlayışını da bu ülkeye Ak Parti getirdi.
Evde bakım servisinden, devlet ve anlaşmalı özel hastanede kuyruk beklemeden, beş kuruş ödemeden tedavi edilmemizi sağlayan sosyal devlet anlayışını da bu ülkeye Ak Parti getirdi.
O yüzden "yıkım ittifakı" ikide bir ya iftira atıyor ya da yalan söylüyor. Zira vaat için ağızlarını her açtıklarında karşılarında "buyur, yapılmışı var" diyen bir Ak Parti duruyor.