CHP ve HDP’den FETÖ özeleştirisi
CHP lideri Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün gerçekleştirdiği kesinleşmiş olan bir kaset kumpası sayesinde Genel Başkan olmuştu. Hâlbuki Kılıçdaroğlu, 2005'te TBMM'ye, "Gülen tarikatı militan...
CHP lideri Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün gerçekleştirdiği kesinleşmiş olan bir kaset kumpası sayesinde Genel Başkan olmuştu. Hâlbuki Kılıçdaroğlu, 2005'te TBMM'ye, "Gülen tarikatı militan yetiştirerek devlette kadrolaşmayı amaçlıyor" ifadesinin geçtiği ve Gülen'in "CIA koruması altında" olduğunu da belirttiği bir araştırma önergesini sunmuştu. Nitekim birkaç sene, Ergenekon ve Balyoz gibi davalara itiraz da etti.
Ne var ki, hükümetin FETÖ ile ters düştüğü ilk anda, FETÖ'nün safında durmaktan imtina etmedi. Örneğin, o dönem Başbakan olan Erdoğan, dershanelerin kapatılması tartışmasını başlattığında Kılıçdaroğlu, "Sen kimsin de dershaneleri kapatıyorsun?" şeklinde sert salvolarla itiraz etmişti. Kılıçdaroğlu'nun, 3 Aralık 2013'te yani 17 Aralık'a iki hafta kala ABD'deki FETÖ temsilcileriyle toplantı yaptığını da not düşelim. O tarihten itibaren darbeye dek, Kılıçdaroğlu, ağzından sadece FETÖ sufleleri çıkan, onların şantaj-montaj kasetlerini TBMM kürsüsünden dinleten bir kukladan fazlası değildi.
Diğer CHP'liler de Kılıçdaroğlu'nu aratmıyordu. CHP milletvekili Şafak Pavey, "Ortaçağ'da bizi yakarlardı, şimdi de bu hale geldik. Korkunç duruma tanıklık ediyoruz" ajitasyonları ve "Yatları, katları, jetleri çaldılar, ülkeyi başımıza yıkıyorlar" gibi FETÖ argümanlarıyla kapatılan Bugün TV'ye siper olmuştu.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kanaltürk ve Bugün TV'nin Türksat uydusundan çıkarılmasını protesto ederek TBMM'ye soru önergesi vermişti. Bunu bir basın özgürlüğü ihlali olarak değerlendirmişti. CHP milletvekili Murat Bakan, Zaman gazetesine kayyım atanacağı iddialarına tepki göstererek, "Özgür basın için ve anayasanın, 'Basın hürdür sansür edilemez' ilkesi gereği, anayasal hakkımızı korumak için Zaman'ın yanındayız" açıklamasını yapmıştı.