Değişen, CHP’nin Suriye politikası olmasın?
Kemâl Kılıçdaroğlu, "Binali Bey, Türkiye'nin izlediği dış politikayı 180 derece değiştiriyor. Suriye politikası dediğimiz gibi değişiyor. Bu bizi memnun ediyor" demiş.Bu açıklamayı...
Kemâl Kılıçdaroğlu, "Binali Bey, Türkiye'nin izlediği dış politikayı 180 derece değiştiriyor. Suriye politikası dediğimiz gibi değişiyor. Bu bizi memnun ediyor" demiş.
Bu açıklamayı görünce şaşırdım. Zira CHP yönetiminin Suriye konusundaki son çıkışlarına 'nazar' değmesin diye pek konuya değinmiyordum ama sanırım artık şart oldu.
Öncelikle Ak Parti'nin Suriye politikasına bakalım. Ak Parti hükümeti, ilan ettiği üzere, Eylül 2011'den beri Esed'i gayri meşru bir lider olarak görüyordu. Hâlâ öyle görüyor. İran'ın sekter ve yayılmacı bir politika izlediğini düşünüyordu, hâlâ öyle düşünüyor.
Rusya'nın ve ABD'nin ikircikli işbirliğinin krizi uzattığını düşünüyordu, hâlâ öyle düşünüyor.
Öyleyse, değişen ne? Esed'in gayri meşruluğunu vurgulamak dışında, Türkiye'nin diğer konularda eskisi gibi 'yüksek sesli' konuşmayı bırakması dışında değişen bir şey yok. Tek değişen, 'çok laf, az iş' politikasından 'az laf, çok iş' politikasına geçiş yapılmasıdır. Yani, Suriye politikasının esasına/ içeriğine dair bir değişiklik söz konusu değil. Peki ya CHP'nin Suriye politikası? CHP, Suriye politikası olarak Esed'le barışmamızı ve asla ama asla Suriye'ye adım atmamamızı savunan, YPG'ye terör örgütü diyemeyen bir parti haline getirilmişti. Kılıçdaroğlu'nun konuya dair açıklamalarından sadece birisini hatırlatayım:
"Suriye'ye girmeye kalkarlarsa bugün yaşadığımız faturadan daha ağırını ödemeye hazır olmalıyız. Bu iş Saray'da oturmaya benzemez... Uyarıyorum, sakın ha!"