Her şey güzel olur tabii!
Şimdi düşünün. İstanbul'da 319 bin 518 geçersiz oy olduğu ve Ekrem İmamoğlu'nun oylarının başka partilerin adaylarına yansıtılıp iç edildiği belgelenmiş olsun.
Bunun üzerine Şile, Ataşehir, Fatih, Bayrampaşa, Beykoz ve Çatalca gibi bazı ilçelerde İlçe Seçim Kurulları oyların yeniden sayımına ve geçersiz oyların gözden geçrilmesine ilişkin karar vermiş olsunlar.
Yani bazı ilçelerde sandıklar yeniden açılmış ve geçersiz oylar yeniden gözden geçirilmeye başlanmış olsun. Çuvalların açıldığı, oy pusulalarının açıkta olduğu bu ortamda AK Parti'nin İstanbul İl Başkanı ve bazı milletvekilleri, mesai bitiminden saatler sonra ve sadece üç dakika arayla İstanbul Seçim Kurulu hâkimleriyle adliyede buluşup, sadece beş dakikada, üstelik seçim kanuna da ayırı olarak yeniden sayımın durdurulması kararını çıkartsın.
Bu olsaydı ne olurdu? CHP, hakimlerle AK Partili yetkililerin buluştuğunu tüm dünyaya ilan etmez, o görüntüler CNN International'da bile döne döne gösterilmez miydi? Dünyaya "Türkiye bir hukuk devleti değil; yargı AK Parti'nin çiftliği" propagandası yapılmaz mıydı?