Kötülük içimizde!
Normalde cinayet, taciz veya tecavüz gibi yüz kızartan, hicap ve infial uyandıran suçlara toplumun tüm kesimlerinin ortak tepki vermesi beklenir. Ancak her meselede aynı tepkileri göstermelerinden ötürü artık rahatlıkla aynı...
Normalde cinayet, taciz veya tecavüz gibi yüz kızartan, hicap ve infial uyandıran suçlara toplumun tüm kesimlerinin ortak tepki vermesi beklenir. Ancak her meselede aynı tepkileri göstermelerinden ötürü artık rahatlıkla aynı paranteze alabileceğimiz septik solun/ paralellerin/ HDP/ CHP ve dayanıştıkları terör örgütlerinin böyle bir derdi yok. Onlar, toplumun bir kesimini toptan katil/ tecavüzcü/ sapık ilan etmeyi, hatta daha da ileri giderek maktullerin ve istismar mağdurlarının bedenleri üzerinden bile siyasî mesaj vermeyi tercih edecek bir çukurdan bize sesleniyorlar. Sorsanız ABD'de tüm suç stereotiplerinin siyahlara yüklenmesinden veya para- açgözlülük kapsamında Yahudilere yönelik yapıştırılan yaftalardan, vb.'den şikâyetçidirler. Çünkü bunlar sistematik ırkçılığın sebep olduğu ayrımcı ve gerici görüşlerdir. Ancak aynı ırkçı bakışı, kendi toplumlarının çoğunluğunu oluşturan -azınlık olsaydı da bu bakışın ırkçı karakteri değişmezdi- dindarlara/ muhafazakârlara yöneltmekten bir adım geri durmuyorlar. Evet, Ensar Vakfı'nda da beş ay çalışmış olan tacizci öğretmenden bahsediyorum. Bu hadise, toplumu derinden sarsmalı. Sanığın 600 yılla yargılanması, bir daha gün yüzü göremeyecek olması, Ensar Vakfı'nın davaya müdahil sıfatıyla katılması ve takipçisi olması önemli adımlar ama yetmez.