Kültürel hegemonyanız çatırdıyor, bayım!
Yıllar boyunca bizim hikâyemizi sansürlediniz; şimdi anlatmaya başlayınca "propaganda" diyorsunuz. Yetmedi; şimdi de sözde özgürlükçüler olarak "boykot" adı altında sansürcülüğün...
Yıllar boyunca bizim hikâyemizi sansürlediniz; şimdi anlatmaya başlayınca "propaganda" diyorsunuz. Yetmedi; şimdi de sözde özgürlükçüler olarak "boykot" adı altında sansürcülüğün kıyılarına vuruyorsunuz. Belki de esas sorun, artık sizin anlatacak bir hikâyenizin kalmamış olmasıdır.
Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana Türkiye'de kültürel üretim belirli bir ideolojik çerçevenin etkisi altında şekillenmiştir. Modernleşmeci ve seküler bir perspektiften beslenen bu çerçeve, özellikle CHP çizgisindeki kültürel aktörler tarafından uzun yıllar boyunca hegemonik bir konumda tutulmuştur. Ancak son yıllarda bu tek yönlü kültürel iktidarın çözülmeye başladığına dair pek çok gösterge var.
Televizyon dizileri üzerinden okunabilecek bu dönüşüm, "Diriliş: Ertuğrul", "Payitaht: Abdülhamid", "Mehmed: Fetihler Sultanı", "Yankı", "Gassal" ve benzeri yapımlarla kendini belirgin biçimde ortaya koydu. Bu diziler, tarihsel anlatılar ve dini referanslar...