Ne yaptık da bunlar başımıza geliyor?
Uykusuz bir gecenin sabahından yazıyorum bu satırları, yüreğim ve dualarım hastane ve morg kapılarındaki ailelerimizle...Çok öfkeliyim ama onun aklımı örtmesine izin vermeyeceğim.Tasmalı köpeklerin bizden...
Uykusuz bir gecenin sabahından yazıyorum bu satırları, yüreğim ve dualarım hastane ve morg kapılarındaki ailelerimizle...
Çok öfkeliyim ama onun aklımı örtmesine izin vermeyeceğim.
Tasmalı köpeklerin bizden beklediği de bu çünkü. Elimden geldiğince sakin yazacağım.
"Ne yaptık da bunlar başımıza geliyor?" diye düşünenler, hatta sosyal medyada teröristten çok devletini, polisini, istihbaratını suçlayanlar var yine. Çünkü ülkenin ana muhalefeti kendi ülkesine muhalif olduğu için insanları da bu yönde düşünmeye sevk ediyor. 'Bizim' muhalefet terör örgütleri için gerçekten bulunmaz nimet (!)...
Evet, ne yaptık? PKK, DHKP-C ve FETÖ ile 'ama'sız ve amansız bir mücadeleye girdik. Avrupa Birliği "Terör yasalarını yumuşatın yoksa vize serbestisini unutun" dedi. Biz ne dedik;
"Terörden çeken benim, nasıl mücadele edeceğime de kendim karar veririm" dedik. En son işi müzakereleri askıya almaya kadar götürdüler. Dün de 'kınama' yayınlamışlar, itinayla terör sözcüğünü kullanmadan...
Ne yapsaydık; 'Hay hay, terör yasalarımızı yumuşatalım ki PKK istediği gibi cirit atarken, biz de vize serbestisiyle yolumuza bakalım' mı deseydik?
Evet, ne yaptık? ABD, PKK'nın Suriye kolu YPG'ye manpad'den anti-tank füzesine her tür silah yardımını yaparken, bizi de "PKK ile orantılı mücadele etmeye" davet etti. 246 insanımızın şehit olduğu o melûn işgal girişimi gecesinin ertesinde, Türkiye'nin %95'i FETO'yu sorumlu tutarken, ABD 'yardım ve yataklık' etmekte ısrarcı olduğunu gösterdi.
Biz de yolumuza devam ettik. YPG'yi Fırat'ın batısına ittirdik, sınırımızı DEAŞ'tan temizledik, patlamanın olduğu gece ise El Bab'ı tamamen ele geçirmek üzereydik ve geçireceğiz de inşallah.