Oyun kurucu değiliz ama 'oyunbozan'ız

Cuma günkü, Suriye'deki gelişmeleri ele alan yazım, "Teyakkuzda olmalıyız, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz" diye bitiyordu.Ve cumartesi günü kestik. Türkiye sınırına 20 kilometre uzaklıkta, muhaliflerin elindeki...

Cuma günkü, Suriye'deki gelişmeleri ele alan yazım, "Teyakkuzda olmalıyız, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz" diye bitiyordu.
Ve cumartesi günü kestik. Türkiye sınırına 20 kilometre uzaklıkta, muhaliflerin elindeki Azez'i kuşatan YPG güçlerinin ele geçirdiği Minnak üssünü topçu atışlarıyla dövdük. Cenevre görüşmelerine günler kala ve sonrasında devam eden Rus liderliğindeki Esed rejim güçleri ile YPG'nin ortaklaşa muhalifleri bitirme operasyonuna böylelikle darbe vurulmuş oldu.
Önce Rus bombardımanı korumasında ilerleyen rejim güçleri Halep'in Türkiye ile bağlantı- sı kesti. Sonra da YPG, DAEŞ'le savaşmak yerine muhaliflerin üzerine yürüdü ve Türkiye sınırına kadar onları sıkıştırdı. Cumartesi günü Türkiye, Suriye devrimini gözlerimizin önünde bitirme saldırganlığına kayıtsız kalmayacağını göstermiş oldu ve YPG, Azez ve çevresini terk edene dek bunun süreceğini açıkladı. Kuşatmayı sınırımızın dışında kırmamış olsaydık, sınırımızın içinde bulacaktık!
Topçu atışları sürerken ABD'den açıklama geldi. ABD, tarafları 'gerilimi düşürmeye' çağırırken, YPG'ye de, bölgedeki "karmaşadan istifade yeni toprak ele geçirmeye çalışmama" uyarısında bulundu. ABD'nin bu uyarıyı 'yumurta kapıya dayanınca' yapması ise ayrıca manidardı. Türkiye'nin, ABD açıklamasından sonra da YPG'yi vurmaya devam ettiğini de kaydedelim.
Aynı anlarda, DAEŞ'le mücadele için Suudi Arabistan ve Katar'ın, içlerinde F15'lerin de olduğu savaş jetleri İncirlik Üssü'ne iniyordu. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, daha önce Suudilerin geldiğini, keşif çalışması yaptıklarını ve süreç içinde karadan müdahale için asker de göndereceklerini açıklamıştı.
Bu arada hatırlatalım: Türkiye, YPG'ye ��ç yıl boyunca defalarca fırsat verdi. Kobane'nin sivil kaybı nerdeyse olmadan DAEŞ'ten temizlenmesi, Türkiye'nin kapıları açması ve ağır silahlı peşmerge ile Hür Suriye Ordusu birliklerinin topraklarımızdan geçişi sayesinde gerçekleşmişti. Türkiye YPG'ye defaatle, "Devrimin yanında dur, diğer Kürt gruplarını ezme, özgür Suriye'nin kuruluşuna katıl" dedi. Ancak YPG, Barzani'ye yakın Kürt gruplarını baskılamayı, yüzbinlerce Kürdü göçe zorlamayı, Esed rejimi ve Rusya ile beraber hareket etmeyi, ABD korumasına girerek Arap ve Türkmen köylerini yakmayı tercih etti. İnsan hakları ihlalleri Amnesty ve HRW tarafından belgelenen, Esed'in silah yardımı yaptığını ilan ettiği karşı -devrimci bir güç olarak kendi iktidar tekelini kurmayı seçti. O yüzden, Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin en yakın müttefiki olan Türkiye'yi "Kürt düşmanlığı" ile suçlayan saçma analizlere kanmayın.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır 08 Kasım 2024 | 154 Okunma Avrupa’ya sızan İsrail casusları 06 Kasım 2024 | 293 Okunma ‘Kutsal işgal’ 05 Kasım 2024 | 186 Okunma Göbeğimizi kendimiz keseceğiz 01 Kasım 2024 | 211 Okunma Trump mı, Harris mi? 30 Ekim 2024 | 423 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar