Paçozluğun sınıfı yok ama ezikliğin var!
Her daim kendisiyle barışık, sokak kurnazı, rüküş, hoyrat, terbiyesiz, laubali, haddini bilmez, yüzeysel. Yazar Alev Alatlı, paçozluğun en büyük toplumsal meselemiz olduğunu ifade ederken -affına sığınarak özetle- böyle bir tanım yapıyordu.
Alatlı'nın anlattığı paçozluk genelde 'Beyaz Türkler' üzerinden anlatılsa da aslında paçozluk, sınıf veya etnisite tanımayan bir olgudur. Kişinin eğitim hayatı ya da cüzdanı zenginleştikçe, kendisini içinde bulabileceği sınıflar-üstü bir sınıftır paçozluk. Bugün ABD Başkanı'nın Donald Trump olduğu bir vasatta, gözardı edilemeyecek bir vakıadır paçozluk.
Ama eziklik öyle değil. En azından 'kendi evimizin içindeki' Beyaz Türkler ezik değil; onlar evin kerameti kendinden menkul hakim sınıfı. Eziklik, kişisel tarihi itibariyle dışlanan sınıftan gelmenin yükünü, görünmez bir kambur gibi taşıyanlara özgü.
Günümüzde kendi sınıfından gördüğü kişilerin paçozluğunu umuma teşmil ederek, o sınıfa ait genel-geçer bir hükümmüş gibi savunmanın 'trend' olduğu tek sınıf muhafazakârlardır. Muhafazakâr bir özneleşme sürecinden geçip, her fırsatta kendisini o sınıfın paçozlarından tefrik etmek, ah o bir türlü kurtulamadığı kamburun gölgesini üzerinden atabilmek için çabalar ezik...