“Türkiye’yi kalbimde taşıyorum” demişti kalbini kırdılar
"Almanya için oynuyorum, Türkiye'yi kalbimde taşıyorum" demişti. Kalbini kırdılar. Mesut Özil, Zonguldak'ın Devrek ilçesinden 1970'te Almanya'ya göç eden bir ailede, 1988'de doğdu. Annesi Gülizar Hanım, günde...
"Almanya için oynuyorum, Türkiye'yi kalbimde taşıyorum" demişti.
Kalbini kırdılar.
Mesut Özil, Zonguldak'ın Devrek ilçesinden 1970'te Almanya'ya göç eden bir ailede, 1988'de doğdu.
Annesi Gülizar Hanım, günde 12 saat çift vardiya çalışan bir hademe, babası Mustafa Bey de ondan farksız dişini tırnağına takarak çalışan bir işçiydi.
Almanya'da doğmuş, okumuş, Alman genç ve ümit milli takımlarında oynamış, Almanca'yı Türkçe'den çok daha iyi konuşan Özil, uzunca düşünüp taşındıktan sonra, Alman millî takımında oynamanın kariyeri için daha iyi olacağına karar vermişti. Bu akılla alınan karar, kalbindeki Türkiye sevgisinin azlığından kaynaklanmıyordu.
Çifte kimliğe sahip olanların mahkûm olduğu ikilem onu da hapsetmişti. Özil, Türk ve Müslüman kimliğini göstermekten hiçbir zaman geri durmadı.
Ülkesiyle bağını hiçbir zaman koparmadı. Sahada ellerini semâya çevirerek dua etti.
Taraftarın sahaya attığı ekmek parçasını öpüp alnına götürmesini sağlayan ruh, onu hiç terk etmedi. Ama gün geldi, 'asıl Almanlar' ona asıl aidiyetinin neresi olduğunu kanıtlaması için baskı yaptı. Erdoğan'ın 'Nazi artığı' dedikleri, tıynetlerinin gereğini yaptı.
Mayıs ayındaki Londra ziyareti sırasında, Alman millî takımında oynayan İlkay Gündoğan ve Özil'in, Başkan Erdoğan ile poz vermeleri üzerine Alman basını kudurmuş gibi saldırdı. Hatta Dünya Kupası maçları sırasında bile Almanlar, kendi takımlarının oyuncularını, Erdoğan'la buluştukları için ıslıkla protesto etti.
Alman Millî Takım Direktörü Oliver Bierhoff, "Mesut'u kadroya almaktan vazgeçebilirim" demişti. Özil'in Alman Millî Takımı'nı seçmesindeki en büyük etken olan babası Mustafa Özil ise, "Yüzsüzlük. Mesut'un yerinde olsam 'buraya kadar' der, istifa ederim" demişti.
Nitekim öyle de oldu.
2014'te Alman Milli Takımı'na dünya şampiyonluğu getiren en önemli etkenlerden olan Özil, "Kazandığımızda 'Alman', kaybettiğimizde 'göçmen' oluyorum" sözleriyle Alman Milli Takımı'na veda etti.
Schalke 04, Werder Bremen ve Real Madrid'de oynadıktan sonra şu anda Premier Lig ekiplerinden Arsenal'de top koşturan Özil, karakterini ve kimliğini ayaklar altına almaya çalışanlara en güzel cevabı verdi. Can Dündar ve Cem Özdemir gibi karaktersiz davranmış olsaydı, şüphesiz cumhurbaşkanlığı saraylarında ağırlanmaya devam ederdi.
Almanya ırkçılığı yüzünden kaybetti, Özil haysiyetini tekrar kanıtlayarak kazandı.
Kalbini kırdılar.
Mesut Özil, Zonguldak'ın Devrek ilçesinden 1970'te Almanya'ya göç eden bir ailede, 1988'de doğdu.
Annesi Gülizar Hanım, günde 12 saat çift vardiya çalışan bir hademe, babası Mustafa Bey de ondan farksız dişini tırnağına takarak çalışan bir işçiydi.
Almanya'da doğmuş, okumuş, Alman genç ve ümit milli takımlarında oynamış, Almanca'yı Türkçe'den çok daha iyi konuşan Özil, uzunca düşünüp taşındıktan sonra, Alman millî takımında oynamanın kariyeri için daha iyi olacağına karar vermişti. Bu akılla alınan karar, kalbindeki Türkiye sevgisinin azlığından kaynaklanmıyordu.
Çifte kimliğe sahip olanların mahkûm olduğu ikilem onu da hapsetmişti. Özil, Türk ve Müslüman kimliğini göstermekten hiçbir zaman geri durmadı.
Ülkesiyle bağını hiçbir zaman koparmadı. Sahada ellerini semâya çevirerek dua etti.
Taraftarın sahaya attığı ekmek parçasını öpüp alnına götürmesini sağlayan ruh, onu hiç terk etmedi. Ama gün geldi, 'asıl Almanlar' ona asıl aidiyetinin neresi olduğunu kanıtlaması için baskı yaptı. Erdoğan'ın 'Nazi artığı' dedikleri, tıynetlerinin gereğini yaptı.
Mayıs ayındaki Londra ziyareti sırasında, Alman millî takımında oynayan İlkay Gündoğan ve Özil'in, Başkan Erdoğan ile poz vermeleri üzerine Alman basını kudurmuş gibi saldırdı. Hatta Dünya Kupası maçları sırasında bile Almanlar, kendi takımlarının oyuncularını, Erdoğan'la buluştukları için ıslıkla protesto etti.
Alman Millî Takım Direktörü Oliver Bierhoff, "Mesut'u kadroya almaktan vazgeçebilirim" demişti. Özil'in Alman Millî Takımı'nı seçmesindeki en büyük etken olan babası Mustafa Özil ise, "Yüzsüzlük. Mesut'un yerinde olsam 'buraya kadar' der, istifa ederim" demişti.
Nitekim öyle de oldu.
2014'te Alman Milli Takımı'na dünya şampiyonluğu getiren en önemli etkenlerden olan Özil, "Kazandığımızda 'Alman', kaybettiğimizde 'göçmen' oluyorum" sözleriyle Alman Milli Takımı'na veda etti.
Schalke 04, Werder Bremen ve Real Madrid'de oynadıktan sonra şu anda Premier Lig ekiplerinden Arsenal'de top koşturan Özil, karakterini ve kimliğini ayaklar altına almaya çalışanlara en güzel cevabı verdi. Can Dündar ve Cem Özdemir gibi karaktersiz davranmış olsaydı, şüphesiz cumhurbaşkanlığı saraylarında ağırlanmaya devam ederdi.
Almanya ırkçılığı yüzünden kaybetti, Özil haysiyetini tekrar kanıtlayarak kazandı.
Trump müesses nizamla savaşırsa dünya kazanır
08 Kasım 2024 | 154 Okunma
Avrupa’ya sızan İsrail casusları
06 Kasım 2024 | 293 Okunma
‘Kutsal işgal’
05 Kasım 2024 | 186 Okunma
Göbeğimizi kendimiz keseceğiz
01 Kasım 2024 | 211 Okunma
Trump mı, Harris mi?
30 Ekim 2024 | 423 Okunma
TÜM YAZILARI