11 Eylül'ü kim yazacak?.
Kenan Evren'in hafta sonu ölümü, gündemi bir daha değiştirdi.Gazeteler, televizyonlar 12 Eylül'e döndüler aniden.. 12 Eylül'e döndüler ve Kenan Evren'i lanetlediler..O günleri, Ankara'da, hem de gazeteci olarak gün gün...
Kenan Evren'in hafta sonu ölümü, gündemi bir daha değiştirdi.
Gazeteler, televizyonlar 12 Eylül'e döndüler aniden.. 12 Eylül'e döndüler ve Kenan Evren'i lanetlediler..
O günleri, Ankara'da, hem de gazeteci olarak gün gün değil, dakika dakika yaşadım.
Bu yüzden 12 Eylül'ü çok ama çok iyi bilirim..
Anayasa oylamasında "Evet/ Hayır" oylarını atacağımız zarf şeffaf yapılmıştı. Kabinden elinizde bu zarfla çıkıp, sandığa yürürken, herkes oyunuzun rengini, yani "Evet" mi, "Hayır" mı olduğunu görüyordu. 12 Eylül, işkenceler, baskılar, insansızlıklar döneminin simgesiydi o şeffaf zarf..
"Hayır"ı koyup çıktım, Çankaya İlkokulu'ndaki kabinden ve sandığa zarfımı sallayarak yürüdüm.
Yapabildiğim tek protesto buydu..
12 Eylül'ü anlatanlar da çok, yazanlar da.. Türkiye tarihinin kara sayfalarından biridir.
Ama bu kapkara günler yüzünden 11 Eylül'ü unutmak da, tarihe ihanettir.
11 Eylül'den en az sorumlu insanlardan biriydi Kenan Evren..
"Hani, ülkeyi sağcılar ve solcular arasında bölerek darbeye zemin hazırlayanlar" diye anlatılır ya hep. Evren onlar arasında bile değildi. Olamazdı. Çünkü "Komutan" olması mümkün değildi.