Asıl “Skandal” demek skandal!..
Gazeteleri açıyorum!.."Skandal!.." Televizyonlara bakıyorum!.."Skandal!.." Neymiş skandal!. İki polis, ilk cinayetinden sonra 3 yıl, ikinci cinayetinden sonra 17 gün kaçan Atalay Filiz'i yakaladıklarında kendisi ile selfie...
Gazeteleri açıyorum!..
"Skandal!.." Televizyonlara bakıyorum!..
"Skandal!.." Neymiş skandal!. İki polis, ilk cinayetinden sonra 3 yıl, ikinci cinayetinden sonra 17 gün kaçan Atalay Filiz'i yakaladıklarında kendisi ile selfie çektirmişler..
Sosyal medyada kıyamet kopmuş..
Sosyal medyada kıyamet kopunca benim popülist medyam geride kalır mı?.
Ülke batarken bile bir araya gelmeyenler "Skandal" lafında birleşmişler..
Manşetlerde, kocaman kocaman "Skandal" başlıkları, bir karış boyunda harflerle..
Efendim mesele şu..
Çekilen selfie sosyal medyada paylaşılmış..
Derhal yorumlar başlamış.. Linç yorumları.. Çünkü sosyal medyanın gereği bu.. Sıradan bir yorum yapsan, kimse okumaz, kimse nakletmez. Takipçin olmaz.. En sivri, en radikal, en uç şeyi yazacaksın ki, sosyal medyada adın geçsin..
İşleri bu olan sosyal medyacılar var.. Yani linççiler..
Şimdi, masanın başında oturan, haber alan, düşünen ve ertesi günün gazetesini hazırlayan profesyonel gazeteciye bu linççiler nasıl yol gösterici olur?.
Bir sorsunlar bakalım, polisleri linç edenlere..
Siz o sırada orda olsaydınız, Atalay ile selfie yapar mıydınız, yapmaz mıydınız?.
O selfie'yi anında dünyaya yaymaz mıydınız?.
"Hayır" diyen tek "Yalancı" çıkar mı içlerinde?.
Bu kadar aranan, bu kadar merak edilen bir adamla resim çektirmeyi istemeyecek kaç "İnsan" bulabilirsiniz, dünyada?.
Ben 1957'de başladım mesleğe..
Yıllar yılı gazetelerin birinci sayfalarında, yakalan ünlü eşkiyaların, yakalayan jandarmalar, gangsterlerin polisler arasında resimlerini gördüm.. Kareye girmek için hatta kenardan kafasını uzatanları sezerdik, bakarken..
Adam bir iş başarmış, tadını çıkarmayacak mı?.
Çıkarmasında ne var?.