Bay Bahçeli’ye bir sorum var!.
HDP, bu ülkede "Lozan anlaşmasında bile azınlık sayılmayan" bir azınlığın, eşit haklar elde etmek için başvurduğu siyasal yolun partisidir. Bu azınlığın içinden bir gurup, daha önce silaha...
HDP, bu ülkede "Lozan anlaşmasında bile azınlık sayılmayan" bir azınlığın, eşit haklar elde etmek için başvurduğu siyasal yolun partisidir.
Bu azınlığın içinden bir gurup, daha önce silaha baş vurmuş ve PKK'yı kurmuştu. PKK, terör eylemleri ile adını duyurmuş, gücünü arttırmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri ile askeri deyimi ile "Düşük Yoğunluklu" adı verilen bir iç savaşa tutuşmuştu. 30 yıldan fazla süren savaşta, bu ulus 40 bine yakın evladını ve bugün çok daha büyük bir gelişmişlik düzeyine getirecek yüz milyarca dolarını kaybetti.
Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK'ya karşı büyük başarılar kazandılar ama savaşın sonunu getiremediler. Bu başarılara imza atan komutanlar, Genelkurmay Başkanları "Bundan sonrası siyasetçilere kalıyor. Besleyen ırmakları kesmedikçe, gölün kurutulması mümkün değildir" dediler. "Bundan sonrasını siyasiler getirebilir ancak" diye kesin çözüm yolunu da gösterdiler.
HDP, siyasi çözümü sağlamak üzere kuruldu. AKP iktidarı da, 30 yıldan beri süren savaşın artık bitmesinden yana olunca, millete büyük nefes aldıran "Çözüm Süreci" iki partiyle başladı ve ilk sonuç hemen alındı.
Ölümler durdu. Ergenlik yaşına gelen çocukları olan anne ve babaların uykusuz geceleri bitti.. Askere gidenler "Ölüme gidenler" gibi uğurlanmaz, Kürt aileler çocuklarının dağa çıkma endişesini yaşamaz oldular.
7 Haziran'da HDP'nin 80 milletvekili ile Meclis'e girmesi, hükümete katılabilecek güce erişmesi, barışçıların elini daha da güçlendirdi.