“Benim Adaletim iyidir!.”
Adalet mülkün, yani devletin temelidir.Adalet, demokrasinin orta direğidir.İtirazı olan var mı?.Adalet önünde herkes eşittir. Bu yüzden elinde terazi tutan Adalet Heykeli'nin gözleri bağlıdır.İtirazı olan var...
Adalet mülkün, yani devletin temelidir.
Adalet, demokrasinin orta direğidir.
İtirazı olan var mı?.
Adalet önünde herkes eşittir. Bu yüzden elinde terazi tutan Adalet Heykeli'nin gözleri bağlıdır.
İtirazı olan var mı?.
Gelelim hukuka!.. İşte hele medyamın hukuk bilgisi ve nosyonu olmayan yazar ve yöneticilerinin bilmediği alana..
Kanunsuz suç ve ceza olmaz.. Kanunda yazılı olmadığı hallerde, Hukuk Yargıcı, kendisini yasa koyucunun yerine koyup, hüküm verebilir. Ama Ceza Yargıcının böyle bir hakkı yoktur. Suçu da, cezayı da kanunda mutlak bulmak ve göstermek zorundadır.
..Ve bir adım daha..
Demokrasilerde ilke masum insanların mutlak korunmasıdır. Bu yüzden "Bir suçsuz, haksız yere bir gün tutuklu kalacağına, bin suçlu aramızda dolaşsın" ilkesi de, demokratik adaletin ruhudur. Keyfi, kasıtlı, hatta ceza yerine geçen tutuklamaların önüne bu ilkeye sahip çıkan savcılar ve yargıçlar geçebilir.
Şimdi soruyorum..
Bu ülkede bu "Temel Hukuk İlkeleri"nin uygulandığını bir kişi söyleyebilir mi?.
Durum ne yazık ki, tam tersi.. Herkesin kendine göre bir adaleti var bu ülkede.. Ve herkes için iyi olan "Kendi" adaleti..
"Senin adaletin, benim adaletim" olur mu?. Böyle bir adalete güvenilir mi?. Böyle bir Adaletle, demokrasi olur mu?.
***
Ergenekon olduğu iddia edilen davada, iktidar partisi yöneticileri, savcıların arkasında yer aldıklarını ifade ettiler diye, mesela Hürriyet ne manşetler attı, ne köşe yazıları yazdı.. "Adalete baskı yapılıyor, devam eden bir dava etkileniyor" diye..
Ayni Hürriyet, mesela daha üç gün evvel, pazartesi günü hem de nasıl iftiharla manşetten duyurdu..
"Hürriyet yazdı, sanık tutuklandı."
Yani Hürriyet, Adaleti etkilemeyi geçiniz, yargıya karar aldırmıştı ve onunla iftihar ediyor "Yazımız üzerine, tarihte görülmemiş şekilde pazar günü toplanan mahkeme, tahliye kararını kaldırdı ve sanığı tutukladı" diyordu.
Ve de ne yazık ki, Hürriyet haklıydı. Suçu ne olursa olsun, mevcut yasalar ve Anayasa Mahkemesi'nin bir iptal kararı ile doğan boşlukta, sanığa atfedilen suç ve o suça istenen ceza havada kalınca, mahkeme "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi gereği, tutuksuz yargılanma kararı vermek zorunda kalmışken, Hürriyet'in dehşet yazısı üzerine pazar günü toplanıp, kendini kanun koyucu yerine koyarak, yani ceza hukukunun temel ilkesini ihlal ederek, bir "Yorum" kararı almış ve serbest bıraktığı sanığı apar topar tutuklatmıştı.
Hürriyet'in Adaleti iyiydi. İktidarın Adaleti kötüyken..