Bir kırılma sesi duydum ki..
Ben vefasızlığa alıştım ya, duyduğum kırılma sesi, kalbimden değil, geçmişten geliyordu. 1984 yılından beri kulağımdan eksilmeyen bir kırılma sesiydi o.. O korkunç çatırtı...
Dün sabah gazetemi okuyorum. Spor sayfasına geldiğimde en dipte siyah zemine bir küçük haber gördüm.. "Minderin Altın Adamı Kovid'e yenildi." Altın Adam Reşit Karabacak!. Bir kırılma sesi geldi kulaklarıma.. Hayır hayır, o büyük şampiyona bu kadar ilgisiz kalışımıza tepki gösteren kalbimin kırılma sesi değil bu.. Koca Reşit kalp krizi geçirmiş, hastaneye kaldırılmış, hem de burnumuzun dibinde Bursa'da.. Her gazetenin muhabiri var orda.. Haberimiz bile yok, Galatasaray'da top toplayan çocuk Kovid'e yakalanınca haber olan ülkemde.... Hastanede yatarken Kovid'e yakalanmış, Reşit bir de.. Gene haberimiz yok.. Kaybetmişiz.. Güreş Federasyonu bildiri yayınlamış da ordan haber almışız. O bildiri bir minik haber olmuş, lütfen..