Bir “Merak eden” gazeteci arıyorum!..
Yani resmen Sinoplu Filozof Diyojen'e dönmeme ramak kaldı. Evde babamdan kalma antika bir gemici feneri var. Yakıp güpegündüz yollara düşeceğim, Meraklı bir gazeteci bulmak için.. Oysa bu mesleğin temel şartıdır, M ve...
Yani resmen Sinoplu Filozof Diyojen'e dönmeme ramak kaldı. Evde babamdan kalma antika bir gemici feneri var. Yakıp güpegündüz yollara düşeceğim, Meraklı bir gazeteci bulmak için..
Oysa bu mesleğin temel şartıdır, M ve M!..
Hayır!.. Mekteb-i Mülkiye, ya da Marilyn Monroe falan değil!.
Merak ve Mantık!.
Merak edeceksiniz.
Öğreneceksiniz, sonra bir mantık düzeni içinde yazacaksınız.. Bu iki M yoksa sizde, gidin kendinize başka meslek arayın..
Şimdi sabahtan akşama haber kanallarında duyuyorsunuz. Akşam ana haberler onlarla dolu.. Ertesi sabah gazeteleri alıyorsunuz.. Tonla.
Nedir?.
Çocuk istismarı..
Çocuk tacizi..
Peki ekrandan duyunca, ya da gazetede okuyunca, o çocuğun başına ne geldiğini anlayabiliyor musunuz?.
Ne olmuş?. Ne yapmışlar çocuğa?.
Ahmet Hakan gibi, hem de ne gazeteci, onlarca öğrenciyi taciz ettiği için hakkında 117 yıl istenen okul çalışanını, yargıcın tahliye ettiğini söyledi, hafif yargı ile dalga geçerek..
Peki siz ne dediniz?.
Ne diyebilirsiniz ki?. Ahmet Hakan gibi bir gazeteci bile eline verilen yalapşap yazılmış haberi okuyor ama ne olup bittiğini, yani gerçeği bilmiyor.
Çünkü, hiçbir gazete, ya da TV'de istismar nedir?. Nedir taciz, merak eden yok!.
Şimdi bir meslek şartı daha yazıyorum..
Gazeteci, asgari hukuk nosyonuna sahip olacaktır. Hukuk bilmesi şart değil, neyi, nerde bulacağını bilse yeter..
Şimdi, tüm Türk Medyasına öğretiyorum ki, bundan böyle olayın doğrusunu öğrenir ve olanı, yani gerçeği yazarlar.
Vücuduna temas olmaksızın, yani olayımızda çocuğun vücuduna dokunulmaksızın, cinsel içerikli sözler söylemek, el kolla işaret ve hareketler yapmak, cinsel dokunulmazlığını ihlal etmeksizin, cinsel içerikli davranışlarda bulunmaktır. Organını göstermek gibi.
Bu suç Türk Ceza Kanunu (TCK), Madde 105'te yazar. Mağdurun ya da velisinin şikayetine bağlı olarak dava açılabilir. Cezası 3 aydan 2 yıla kadar hapis olup, adli para cezasına da çevrilebilir.
Tutuklama gerekmez.
Bu dokunma hafif sarkıntılık düzeyinde kalmışsa, (Basit Cinsel saldırı/ TCK Madde 103) 2 yıldan 5 yıla, aşmışsa 8 yıldan 15 yıla hükmedilir.
Vücuda organ, ya da sair cisim sokulması, Tecavüz suçudur. Cezası 16 yıldan az olmamak üzere hapistir.
Haberi yazan ya da anlatan gazeteci, olayın iç yüzünü öğrenmek ve okurda ya da izleyende kafa karışıklığına meydan vermemek için hangisi olduğunu yazmak ve anlatmak zorundadır.
Eğer "Gazeteciyim" diyorsa, tabii..
Bizimkiler "Kız sen ne şekersin" demekten, beş kişi çocuğu inşaata götürüp perişan etmeye kadar hepsine "İstismar" ya da "Taciz" dediklerinden, siz suçun ne olduğunu dahi anlayamıyorsunuz, geçin cezayı..
O zaman da çocukları taciz eden okul çalışanı hakkında niçin "Tutuksuz yargılama" kararı verildiğini de anlayamıyorsunuz tabii..
Yargıç suçlamak moda..
Oysa Anayasamız "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" der. Yargıç yasayı uygulamak zorundadır. Cezayı keserken de, indirim ve arttırım yaparken de yasaya uymak zorundadır.
Yani, hükmü beğenmiyorsanız, Yargıcı değil, Yasayı eleştireceksiniz.
Ceza Yargıcı'nın kendisini kanun koyucu yerine koyup hüküm verme hakkı yoktur.. Vicdanı sızlasa da, Yasa ne diyorsa o!. Ve bu ilke, İnsan Hakları'nın temelidir.
Yargıçların keyfi ceza kesme, ya da tutuklama haklarının olduğunu bir farz edin, anlarsınız ne demek istediğimi..