Bu nasıl Milli Takım koçudur?.
Allahtan Obradoviç geldi de, bu ülke yıllar sonra, bir koçun bir takımın kaderini nasıl değiştireceğini gördü.. Koç, kimdir, nedir, ne işe yarar anladı.. Şimdi şu işe bakın.. Bir takım ikinci...
Allahtan Obradoviç geldi de, bu ülke yıllar sonra, bir koçun bir takımın kaderini nasıl değiştireceğini gördü.. Koç, kimdir, nedir, ne işe yarar anladı..
Şimdi şu işe bakın..
Bir takım ikinci çeyreğin ikinci dakikasında 10 sayı önde olurken, maçı hem de o çeyreğin kalan sekiz dakikasında kaybeder ve bir daha kendine gelemeden, 29 sayı fark yer ve elenir..
Evet, elendik.. Şimdi 5-8 klasman maçları oynayacağız..
Oysa ne kadar umutlanmıştık, gurubumuzda 3'te 3 yapınca.. Dünya da bizi favori görmeye başlamıştı, Yunan maçında değil, turnuvada..
Yunan maçında zaten favoriydik çünkü.. Yunanistan guruptaki üç maçından sadece birini kazanabildiği halde, basketin garip averaj hesaplarıyla üçüncü olabilmiş ve play off'a kalabilmişti. Orada da Rusya'yı son anda geçip, karşımıza düşmüştü.
Biz üçte üç yaparak gurup birincisi gelmiştik çeyrek finale. Yunanistan resmen kısmetle..
Bu Yunan'ı mı yenemeyecektik?.
Nitekim maç başlar başlamaz öne geçmiş ve o uğursuz ikinci çeyrek ikinci dakikasında daha farkı 10'a çıkarmıştık.
Koçumuz (!), "Yarı finali düşünerek, 10 farktan sonra rotasyona başladım" diye açıklamış maç sonunda hezimeti.. "Yunanistan farkı kapattı, öne geçti, biz bir daha toparlayamadık.."
Sevgili kardeşim, Hürriyet Basket eleştirmeni Ünal Özüak'ı bir ara haşlamaya kalkmıştım. "Yahu her yazında rotasyon eleştirisi, sen başka şey bilmez misin?."
"Ben ne yapayım Hıncal Ağabey.. Koçlarımızda bir rotasyon hastalığı varsa ve o illet yüzünden maç kaybediyorlarsa ben ne yapayım?."