Çocuklarımızı bir ‘sahtekârlar dünyası’nda yetiştiriyoruz!
Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç’un bugünkü (08.02.2022)’’ Çocuklarımızı bir ‘sahtekârlar dünyası’nda yetiştiriyoruz! ‘’ başlıklı yazısı.
Geçen hafta sonu, bir haftalık aradan sonra, özlediğimiz(!) futbola kavuştuk.. Kavuşmaz olaydık.. Nasıl güzel bir hava vardı İstanbul'da.. Hele de sahil yolları bizi adeta davul zurna ile çağırırken cumartesi 13.30'da eve kapandık..
Tam 10 maç vardı, üç günde.. Üç büyükler(!)in maçlarını nerdeyse tam, çakışan ötekileri, ara ara bakarak izledim. Yaklaşık 12 saatten fazla ekran başında kaldım, cuma, cumartesi ve pazar günleri..
Bana, "Bu izlediklerinden güzel bir şey söyle" dersiniz diye aklımı yokladım..
Aslında yoklamaya gerek yok. Güzel şey akılda kalır zaten.. Ama ben zorladığım halde bulamadım..
Gözümün önüne gelenlerin hepsi kötü şeylerdi..
*
En başta da "sahtekarlık!.."
Bütün hızıyla devam ediyor. Bir ülkede bir suç, durmadan işleniyorsa, kabahat suçluda değil, o suça "engel olacak" cezalar getirmeyenlerdedir.
İkili mücadelede topu kaybeden adam kendini çığlıklar içinde yere atıyor. Yerde üç tur dönüyor. Durunca bir eli ile çimleri dövüyor.
Hakeme yutturdu mu, serbest vuruş kazanıyor takımı.
Masum rakip oyuncu ise kart, hatta ikinci ise kırmızı kart görüyor.. Bu kaç sezondur böyle..