Dünya Kültür Mirası bir muhteşem kasaba!..
Şimdi iki gün önce sorduğum ve ertesi gün cevabını vermeyi unuttuğum çocukluk bilmecesini, bu defa yanıtı ile nakledeyim.."Sarıdır safran gibiOkunur Kur'an gibiYa bunu bileceksinYa bu gece öleceksin!."Yasemin daha...
Şimdi iki gün önce sorduğum ve ertesi gün cevabını vermeyi unuttuğum çocukluk bilmecesini, bu defa yanıtı ile nakledeyim..
"Sarıdır safran gibi
Okunur Kur'an gibi
Ya bunu bileceksin
Ya bu gece öleceksin!."
Yasemin daha öğleden sonra, yanıtı mesajladı..
"Altın.."
O zaman Osmanlı altınları yaygındı. Üzerlerindeki Arap alfabesi yazılarıyla.
Safran da altın değerinde bir bahardı.
En iyi Safranbolu'da ama en çoğu bugün İspanya ve İtalya'da yetişen çiçek. O çiçeğin yaprakları boyacılıkta kullanır. Orda öğrendim.. Bir minicik safran çiçeği yaprağı, 100 bin misli suyu boya haline getirebilirmiş. Tabii içine atılan ipliği de..
Osmanlı'da asıl kullanım yeri, Padişah Sofrası.. Padişah Macunu kadar etkili bir çiçek.. Yemeğe koy.. Çayını yap.. Her derde deva..
İspanya, İtalya dünyaya satıyor da, biz en iyisinin tarımını ve tanıtımını yapıp ülkemizde bile satamıyoruz.
Çocukken Kilis'te safranlı pilav yapardı ara ara anneannem.. Dilim günlerce sapsarıkalırdı.
Sonra gazeteciyken, İsmet Paşa'nın bir Karadeniz gezisine katılmıştım. Başbakandı, 60 sonrası.. Geminin ahçısı safranlı pilav ustasıymış.. Ne lezzet..
Ben ilk safranımı Amerika'da aldım, iyi mi?. Holly aldı daha doğrusu.. Bir marketi gezerken "Aaa!.. Safran sana alayım. Pilav yaparız, bayılırsın" demişti.
Safrancıya safranı Amerika sattı, iyi mi?.
***
Pazartesi sabahı, o harika Türker Ağabey ve arkadaşlarının Mezuniyet Buluşması'nın ardından sabah erkenden "Yaşayan Safranbolu Tarihi" dediğim Aytekin Kuş geldi. "Ben en çok dünyaca ünlü Safranbolu Evleri'ni görmek istiyorum" demiştim.. Programı ona göreyapmış..
Havuzlu Asmazlar Konağı var, oraya gidiyoruz. Orası eski Safranbolu.. Bizim Hilton artık nerdeyse tüm nüfusun yaşadığı yeni Safranbolu'da..
Aytekin yolda başladı anlatmaya..
Burada Osmanlı zamanında Türkler ve Rumlar bir arada, kardeş kardeş yaşarlarmış. Rum Mahallesi ayrıymış bir yanda.. Bağcılık yaparlarmış.