Efes’te bir enfes gece!..
Efendim benim tatillerimin öyle güneşle kumla ilgisi yoktur.. Tatil yeri ve zamanını "Gitmeye, görmeye, yaşamaya değer" etkinliklere göre belirlerim, bilirsiniz.. Devlet Opera ve Balesi, Bodrum ve Aspendos festivallerini adeta...
Efendim benim tatillerimin öyle güneşle kumla ilgisi yoktur..
Tatil yeri ve zamanını "Gitmeye, görmeye, yaşamaya değer" etkinliklere göre belirlerim, bilirsiniz..
Devlet Opera ve Balesi, Bodrum ve Aspendos festivallerini adeta öldürünce, Doğuş da Turgut Reis Marina coşkusunu nerdeyse sıfırlayınca klasik Antalya, Bodrum tatillerim yok olmuştu, iki yıldır..
Bu yıl başlayan Uluslararası Efes Festivali imdadıma yetişti. Başlangıç.
Minik.. Ama desteklemek lazım.. Hele bir gala konseri var ki, tam benlik..
Geçen haftaki İzmir Tatili'nin ana sebebi oldu o konser..
Efes muhteşem bir mekan.. Yani bir devlet politikası olarak el atsak ve dünya çapında bir kampanya yapsak, Hıristiyan Dünyası'nın Kabesi olur..
Meryem Ana'nın mezarı orda çünkü..
Antik Efes, sanatı ve kültürü ile de dünya çapında bir yer. Tiyatro.. Kütüphane.. Kent.. Her yıl milyonla turist çekecek bir cazibe, ayrıca var orada..
Dilerim bu "Efes Festivali" bir ışık olur..
Bu yılki gibi son dakikada açıklanmaz.
Bu yıl tüm festivaller geç kaldı da onun için altını çiziyorum.
Millet tatilini kış aylarında planlar..
Devlet Opera ve Balesi'nin resmi devlet sitesinde temmuz sonuna tek satır haber yoktu. Aspendos ve Bodrum Festivalleri zaten orda olanlar için yapıldı.
Şimdi mesela bu Efes Festivali'nin anlaşmaları bu yıl dolmadan yapılır ve en geç mart ayında tüm dünya seyahat acentelerine bildirilirse, onlar duyurularını yaparlar..
Yaygın Turizm Ataşeliklerimiz ve THY Bürolarımız, bilgi notları ve afişlerle desteklerse, "İkinci Efes Opera ve Bale Festivali"ne Amerika'dan Rusya'ya, Avustralya'dan, Arjantin'e hatta gelenler olur.. İzmir ve civarındaki otel, motel ve pansiyonlarda yer kalmaz..
Opera ve Bale Genel Müdürümüz dünya çapında bir tenor, Murat Karahan.. Dünyada davet almadığı salon, opera yok. Yılın nerdeyse yarısını sanatını yaparak yaşıyor. O zaman kuruma ve sorunlarına ayıracak vakti pek kalmıyor.
İşi zor. Çok zor.. Ama uluslararası bir sanatçı olarak, bu tür festivallerin programlarının ne zaman belirlenip, anlaşmaların ne zaman yapıldığını, duyuruların ne zaman ve nasıl başladığını iyi biliyor.
Kollarını hemen sıvarsa bu yılki hataya düşülmez ve Efes Festivali o zaman amacına ulaşır.
Salı akşamı Efes'e, Öcal Ağbim, İzmirli harika dostlar, Ünal Ersözlü, Muzaffer Tağıl gittik.. Gala konseri bu defa Antik Tiyatro'daydı. İzmir Operası Basın İlişkileri'ni yöneten Erdoğan Kardeşim de orda bizi bekliyordu. Festivalin ağırlığını İzmir Operası çekiyor. Erdoğan'ın yükü çok ağır bu yüzden..
Girerken Aytül Büyüksaraç'ı da gördük. İzmir Operası'nı dev bir kurum haline getiren yönetici..
Selman Ada her yeri ve her şeyi dağıtırken, onu da kenara çekmişti. Murat görevine iade etti ve İzmir gene yükseldi.
Konserde çalan İzmir Opera ve Balesi Orkestrası.. Şef, Uluslararası bir şöhret.
İtalyan Alberto Veronesi.. Harika eşlik ettiler.
İtalyan şef, tipik İtalyan.. Seyirciyi coşturmayı da biliyor.. Repertuar zaten geniş seyirci için yapılmış..
En popüler opera şarkıları arka arkaya..
Gecenin yıldızı genç ama daha şimdiden Uluslararası şöhretimiz Burak Bilgili oldu. Bas Bariton Burak, sesi kadar sahnesiyle de müthiş.. Yani dinleyeyim mi, seyir mi edeyim, karıştırdığım anlar oldu. Hele Carmen'in o muhteşem Toreador Aryasında Efes'in Antik Tiyatrosu'nu salladı.. Finaldeki Adnan Saygun/ Köroğlu güzellemesi "Sırf bunun için gelmeğe değerdi" dedirtecek kadar muhteşemdi.
Rus Mezzo Soprano Yulia Muzurova'yı ilk defa izliyorum. Hem fiziği, hem kimyasıyla müthiş bir mezzo.. O da Carmen'in Habanera'sıyla ayağa fırlattı bizi..
İspanyol soprano Carmen Solis, ötekilerin yanında biraz hafif kaldı.
Murat Karahan'ı en sona bıraktım..
En çarpıcı sololar onundu.. Tosca/ E lucevan la stelle mesela.. Turandot/ Nessun Dorma mesela..
İzmir'in Kavakları mesela.. Murat, ağır grip geçirirken kalkıp Gala'ya gelmiş.. Eee.. Gösteri devam etmeli.. Kolay değil..
Finalde bütün sanatçılar sahnedeydi.. Öyle olunca tabii Verdi/ Traviata ve Brindisi.. Alkış..
Kıyamet.. İki defa söylediler.. İkincide hemen az ilerde oturan bir sesin muhteşem katılımını duydum, "Libiamo" diye haykıran.. Eğildim.. Sanat Yönetmenimiz Aytül.. O da büyük bir soprano aslında.. Dayanamamış..
Keşke sahnede olsaydı..
Nasıl neşe içinde döndük İzmir'e..