En sevdiğim "Üçüncü Koç"u da kaybettim!..
Vehbi Bey, çok yakın dostumdu.Çok severdim. O da beni çok severdi. "Özel sektör" denince, Vehbi Bey gelirdi akla, en başta.. Sonra yanlarına, Sabancılar eklendi.Eczacıbaşılar eklendi.Hakkolar eklendi..Birinci kuşakların...
Vehbi Bey, çok yakın dostumdu.
Çok severdim. O da beni çok severdi. "Özel sektör" denince, Vehbi Bey gelirdi akla, en başta.. Sonra yanlarına, Sabancılar eklendi.
Eczacıbaşılar eklendi.
Hakkolar eklendi..
Birinci kuşakların hepsi ile çok sevişirdik.. Sakıp Ağa, Nejat Bey, Bay Vitali sık buluştuğumuz, derin konuştuğumuz dostlarımdı benim. Onlardan çok şey öğrendim.
İkinci kuşaklardan sadece Bülent Eczacıbaşı ve Cem Hakko ile arkadaş olduk.
Üçüncü kuşaklardan da bir tek Mustafa!..
Koç ailesinde burunlarından kıl aldırmayanlar, hele basına adeta "Biz reklamlarımızla besliyoruz. O zaman bize uyacaklar" havası ile bakanlarla ilişkiyi çok çabuk kestim.
Tam Vehbi Bey'in kızı, Sevgi Gönül sevdiğim ikinci Koç'tu benim.. Çok iyi dost olduk. Kocası Doğan'la da.. Ben "Doğan" derdim, kafa kağıdında Erdoğan yazarken..
Bizi yakınlaştıran Günay'dı. Harika programlar yapan Günay'a sık sık giderdim.
Sevgi ile Doğan önce gelmişlerse, beni ille localarına davet ederlerdi.
Ben önce gitmişsem, onlar benim locanın konuğu olurlardı öylesi.. Afrodisias Müzesi'ni bu iki kültür, sanat düşkünü eş yapmış ve ülkeme armağan etmiştir.
Üçüncü kuşaktan Mustafa ile de nerdeyse enseye tokat arkadaştık 80'lerde..
Alp Yalman sayesinde..
Kulüp Başkanı iken lisanslı spor yapan ve Ayazağa'da Galatasaray Binicilik Şubesini kurup at binen Alp, tanıdığım en sağlıklı Fenerbahçeli Mustafa'ya da Galatasaray forması giydirmişti. 1907 Derneği kurucusu fanatik, ama "Sağlıklı"
Fenerli Mustafa, kardeşi Ali gibi holigan değildi.. Birinci sınıf bir sportmendi. İstese Atlıspor'da, ya da Sipahiocağı'nda at binebilirdi. Ama Galatasaray adına lisans çıkarmaktan gocunmadı. Ülke gençliğine de örnek oldu, ders verdi bir bakıma..
Sadece fiziği değil, ruhu da sporcuydu onun..