Erdoğan, Amerika’ya gitmeli!
***Şimdi biraz bilgi.. Türkiye aleyhine o Ermeni soykırımı tasarısı ve yaptırımları oylayan Amerikan Kongresi Temsilciler Meclisi'nde çoğunluk Demokratlar'da.. Trump biliyorsunuz Cumhuriyetçi. Ayni Demokratlar, Trump'ın...
***
Şimdi biraz bilgi..
Türkiye aleyhine o Ermeni soykırımı tasarısı ve yaptırımları oylayan Amerikan Kongresi Temsilciler Meclisi'nde çoğunluk Demokratlar'da.. Trump biliyorsunuz Cumhuriyetçi.
Ayni Demokratlar, Trump'ın Başkanlıktan azli için de önerge verdiler.. Meclis'ten de "Sürecin başlaması" kararı da, Türkiye aleyhine karar tasarıları ile ayni günlerde oylandı. Ne tesadüf (!) .
O zaman Demokratlar'ın Türkiye aleyhine oy verdikleri önergelerin sebebi de açık ve net..
Suriye'den çekilerek, Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasını mümkün hale getiren, Harekat sırasında da, Yardımcısı Pence'i göndererek, Türkiye'nin isteklerini kabul eden anlaşmayı imzalayan Trump'ın azil sürecini hızlandırmak..
Yani iki tarafta da durum ayni sanki..
Muhalifler, indirmek istedikleri Başkanı köşeye sıkıştırmak için her şeyi karıştırmak, bulandırmak istiyorlar.
Şimdi bakalım..
Recep Tayyip Erdoğan'ı Amerika'ya Kongre mi davet etti, Başkanlık, yani Trump mı?.
Trump tabii..
O zaman davete gitmemek, orada her şeyi tüm netliği ile Amerikan kamuoyuna bire bir anlatmak fırsatını kaçırmak niye?.
Türk- Amerikan siyaseti başka şeydir, Türk Amerikan halklarının ilişkisi, dostluğu çok başka şey. Tıpkı İsrail'de Netanyahu Hükümeti ve İsrail halkı ile ilişkilerin siyah beyaz kadar farkı gibi.
Atalarımız "Gavura kızılıp oruç yenmez" demişler..
Amerikan Kongresi'nde, Temsilciler Meclisi'nde çoğunluktaki Demokratlar'ın oyunlarına gelmemek, o Temsilciler'in azletmek istediği Trump'ın davetini geri çevirmemek gerek. Şu anda, hakkında başlatılan "Azil Süreci" yüzünden hayli sıkıntılı günler yaşayan Trump'la yürütülecek "Başkanlar düzeyinde ikili temaslar" sonunda, 13 Kasım ziyareti yapılabilir, ya da karşılıklı anlaşma ile ertelenebilir.
An- la- şa- rak!..
Hepsi o!.
Ama Türkiye'nin ve Türk Ulusu'nun yüce menfaatleri, tıpkı Yavuz'un dediği gibidir.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerinin temsilcilerini de yanına alıp, Amerika'ya "Tek ve bütün Türkiye" olarak gitmeli ve Amerikan halkına tüm gerçekleri, bizzat, yüz yüze anlatma fırsatını kullanmalıdır.
*
Seydi Hocam!.
Seydi Dinçtürk Hocam da gitmiş. Aslında Ankara Koleji'nin hocasıydı. Ama bizim Kurtuluş Ortaokulu liseye dönünce beliren Hoca sıkıntısı içinde, bizde de ek ders verilmişti, Hoca'ya.
Seydi Hocamızı o sayede tanıdık ve çok sevdik. Haftada bir saatlik Beden Eğitimi ile hangi spor, nasıl yapılır, hoca nasıl tanınır ki?.
Doğru sporu pek yapamazdık ama, Seydi Hoca öyle harika bir adamdı ki, haftada bir saat yetti, onu baş tacı etmemize..
Ölüm haberini gazete ilanından aldım. Eşi Rüksan Hocamız vermiş. Ben Kolej'de okumadım, ama iki kardeşim Kolej'deydi ve onların velisiydim.
Rüksan Hoca da, Ankara Koleji'nin efsanelerindendi.
Başın sağolsun Hocam..
Başınız sağolsun, Kurtuluşlular, Kolejliler!.
*
Biraz da magazin notları...
Hafta sonu, birikmiş notları biraz azaltalım, biraz da magazin yazalım dedim.. Bu ülkenin en eski magazin yazarlarından biri, magazincilerin dernekleşmesinde çok çabası olan bir gazeteci olarak, yadırgamazsınız sanırım.