Geceme doğan güneşler..
Benim muhteşem ülkem!.. Kederleri, karanlıkları, hüzünleri, yasları var ama, insanın içini ısıtan, ruhunu okşayan, göğsünü gururla dolduran, coşturan güzellikleri, aydınlıkları da...
Benim muhteşem ülkem!.. Kederleri, karanlıkları, hüzünleri, yasları var ama, insanın içini ısıtan, ruhunu okşayan, göğsünü gururla dolduran, coşturan güzellikleri, aydınlıkları da var..
Cumartesi gecesi ihanetini izleyen pazartesi günü, Kartal'da Zehra Yıldız gecesi vardı.
Almanları coşturan bir temsilden sonra, Heidelberg'de aniden beyin kanamasından ölen, unutulmaz Zehra Yıldız'ın 19'uncu anma gecesi..
Yedi genç sanatçı, orkestra eşliğindeki konserle "Seni unutmadık. Unutmayız" diyeceklerdi..
Günlerdir çalışıyorlardı. Ama patlama emekleri sıfırladı. Anakent Belediyesi salonu kapayınca (Ayni gece maç oynanıyordu, oysa), konser iptal edildi.
Boğaziçi Üniversitesi çarşamba gecesi biri Avusturyalı, öteki Macar müthiş bir trompet/ org ikilisi sunacaktı. Beklenen konuklar pazartesi aradılar. Gelemeyeceklerini bildirdiler. O konser de iptal edildi.
Şimdi bir yanda, salonları kapanan sanatçılar, öte yanda sanatçıları gelmeyen salon vardı. Evin Hocamın kıvrak zekâsı işi çözdü.
Zehra Yıldız'ı anma konseri, çarşamba gecesi Albert Long Hall'e kaydırıldı. Ne var ki, oranın sahnesine orkestra yerleştirmek mümkün değildi. Konser, piyano eşliğinde yeniden düzenlendi. Bir tek güne provalar sığdırıldı.
..ve..
..ve ben, 20 yıldır devam eden Albert Long Hall konserlerinde en unutulmaz gecelerimdenbirini yaşadım..
Bu kadar sıkıntılı, bu kadar dar vakitte, operamızın beş genci, harikalar yarattılar.
Çağdaş Türkiye'nin ışığı, simgesi oldular.
Kalplerimize, gecenin karanlığını yırtan bir güneş gibi doğdular..