İşte genç Cumhuriyetimin genç gururları!..
1980'de Moskova Oyunları için gittiğim Moskova'da ilk görmek istediğim binaydı Bolşoy Tiyatrosu.. Dünyanın en eski, en ünlü, en itibarlı opera ve bale kumpanyasının eviydi çünkü.. Ünlü şefler...
1980'de Moskova Oyunları için gittiğim Moskova'da ilk görmek istediğim binaydı Bolşoy Tiyatrosu.. Dünyanın en eski, en ünlü, en itibarlı opera ve bale kumpanyasının eviydi çünkü.. Ünlü şefler, opera sanatçıları, dansçılar ancak bu efsane binada sahneye çıktıkları zaman, mesleklerinin zirvesinde hissederlerdi kendilerini çünkü..
Olimpiyatlar boyunca, karaborsa dahil, her yolu denedim, içine girebilmek için. İmkan bulamadan boynu bükük döndüm.
Bolşoy'u görmem, Gorbaçov devriminden sonra, 2 binli yıllarda oldu. Komünizmle birlikte Sovyetler Birliği yıkılmış, orak çekicin yerini üç renkli Rus bayrağı almıştı.
O daha kulisten salona adım atarken insanı büyüleyen kokuyu derin derin içime çektim.. Bolşoy'u kokladım, gözlerimi kapayıp.. Sonra açtım.. Kırmızının hakim olduğu salonda, o muhteşem kırmızı kadife perdeleri gördüm ilk.. Tavandan yere kadar iniyorlardı ve üzerlerinde dev, sarı altın ışıltısı ile orak çekiç parlıyordu. Bolşoy öyle bir dünya efsanesiydi ki, devrim onun perdelerine bile dokunamamıştı.
Yıl 2004'tü..