Kutsal Savunma Hakkı ve de..
Can kardeşim, Erdem Gül ve senin, bugün hala içerde olmanızın sorumlusu o akıllara seza, o akıl almaz, o içten pazarlıklı, o bin hesaplı, o küstah üç cümlelik itiraz dilekçesini yazanlardır. O...
Can kardeşim, Erdem Gül ve senin, bugün hala içerde olmanızın sorumlusu o akıllara seza, o akıl almaz, o içten pazarlıklı, o bin hesaplı, o küstah üç cümlelik itiraz dilekçesini yazanlardır. O avukatları hemen kov" diye yazmıştım. Sonra araya dayımızın acısı ve görevler girince, gelişmeleri yazmam gecikti çok.
Bugüne kaldı..
Yazımın çıktığı sabah bu ülkenin en önde gelen avukatları, hem de bilinen en solcu, en Cumhuriyet Okuru avukatları aradılar, "Eline sağlık" diye.. Bir tanesi aynen şöyle dedi..
"Can'ı canım kadar severim, ama o dilekçe bana gelse reddederdim.. 'Gerisini siz bilirsiniz' diye tehdidi kabul edersem bütün dünya korktuğumu düşünürdü çünkü.."
Ayni gün, bu ülkenin bana sorarsanız 1 nolu avukatı, eski Türkiye Barolar Birliği Başkanı, ülkenin en sağcı iktidarı döneminde, yıllardır yurt dışında, hakkındaki gıyabi mahkumiyet kararı ile kaçak yaşayan solcu, devrimci Cem Karaca'nın bir saat dahi göz altında kalmadan, elini kolunu sallayarak yurduna dönmesini sağlayan Turgut Kazan, BaşbakanAhmet Davutoğlu'na bir mektup yolladı. Can'ın avukatlarına örnek olacak bir mektup. Kazan, kibar, saygılı ama çok etkili bir üslupla, Can ile Erdem'in çok ağır hapishane koşullarının uygarlaştırılması için Başbakan'dan aracılık rica ediyordu..
Ertesi sabah karambol arasında, bir mail aldım. Avukat Akın Atalay diye birinden.. Okurken anladım ki, Can'ın bugün hala içerde olmasına sebep "Bunu reddedin" diye bağıran dilekçeyi o yazmış..