Nasıl bir haftadır, Tanrım!..
Ankara'da yıllarca birlikte çalıştığımız Metin Gören'i kaybetmiştik.. Yazdım. Kemal aradı.. "Benim de iyi arkadaşımdı. Sık sık konuşurduk" dedi.. Sonra.. Sonra.. İki basamak merdivenden düşen...
Ankara'da yıllarca birlikte çalıştığımız Metin Gören'i kaybetmiştik.. Yazdım. Kemal aradı.. "Benim de iyi arkadaşımdı. Sık sık konuşurduk" dedi.. Sonra.. Sonra.. İki basamak merdivenden düşen ve hastanede "doku ezilmesi" teşhisi konan, ama iki aydır bir türlü doğrulamayan ve acılar içinde kıvranan Kemal'i hiç umulmadık ve beklenmedik şekilde kaybettik.. Bu konuyu şu anda yazacak durumda değilim. Ama toparlandığımda yazacağım. Yazmam lazım.. Bir tıp ayıbını yazmam lazım, çünkü başka Kemalleri kurtarmak için..
Kemal'i perşembe öğlen toprağa verdik.. İstanbul'a döndüm..
Bir haber daha.. Alaeddin Ağabey'i de kaybetmişiz. Ailenin Kilis kolunun yaşayan en büyüğü.. Uzun zamandır hastaydı. Büyük emeklerinin geçtiği hastanesinde bakılıyordu. İyileşme umudu yok gibiydi. Ama sevgili eşi Ayten, o kutsal kadın, aylarca başından ayrılmadı. Onun son zamanlarını olabilecek en mükemmel şekilde geçirmesini sağladı.....