Olabilen, olabilecek gücü olan herkes sakin olmalı!.
Sabah uyandığımda yatağın içinde kıpırdamadan kendi kendime mırıldanmaya başladım.. "Sakin olman gerek Hıncal.. Sakin olmalısın. Sakin ol bugün!.. Sakin!. Sakin!.."Gazeteye gelirken düşünüyordum.....
Sabah uyandığımda yatağın içinde kıpırdamadan kendi kendime mırıldanmaya başladım.. "Sakin olman gerek Hıncal.. Sakin olmalısın. Sakin ol bugün!.. Sakin!. Sakin!.."
Gazeteye gelirken düşünüyordum.. "Herkes sakin olmalı.. Yani olabilecek gücü olan herkes sakin olmalı, böyle günlerde.. Bunu yazmalıyım.."
Haklısınız "Sana kolay, 'Sakin' demek" diyorsanız..
Ateş düştüğü yeri yakar, çünkü..
Peki, nereye düştü, ateş?.
Dünyanın en işlek hava limanlarından birine.. İstanbul'a.. Türkiye'ye.. Hatta Dünyaya..
Göle atılan taşın yaydığı halkalar gibi büyüyor ateşin düştüğü yer.. Ama bir de taşın suya dokunduğu tam orası var..
Saldırıda ölenlerin evleri.. Yaralanıp, hayatta kalma mücadelesi verenlerin yakınlarının bekledikleri hastane kapıları.. Onlara düşen ateşle, benimki mukayese edilebilir mi?.
O zaman!..
O zaman, ben güçlü olmak, ben sakin kalmak zorundayım ki, o bombayı patlatan terör çetesi bayram etmesin.. "Başardık" naraları atıp, yeni eylem planları yapmasın.
Sakin olmalıyım.. Olabilen herkes sakin olmalı ki, onlara "Zafer" duygusu vermeyelim.. Sakin olalım ki, dimdik ayakta durduğumuzu ve terör eylemlerine boyun eğmediğimizi görsünler.. Sakin olalım ki, üç canlı bomba, planladıkları, istedikleri etkiyi yaratıp 78 milyonluk cennet ülkemi yenmesin ve cehenneme çevirmesin..
Ateşin tam düştüğü yerdeki acıları çekenleri anlayalım. Onların acılarına katılalım. Bilelim ki, onların normal yaşamlarına dönmeleri çok zaman alacak.. Gene bilelim ki, biz normal yaşama ne kadar erken dönersek, onların dönmelerine daha çok yardım edebiliriz..
***