Sakin olmak mı?. Çıldırmak işten değil!.
Dünkü tek yazımı "Sakin olmamız gerek.. Olabilen, olabilecek gücü olan herkes sakin olmalı" başlığı ile yazıp çıkınca doğru eve gittim.. Bir yandan gazeteleri okuyacağım, bir yandan da...
Dünkü tek yazımı "Sakin olmamız gerek.. Olabilen, olabilecek gücü olan herkes sakin olmalı" başlığı ile yazıp çıkınca doğru eve gittim.. Bir yandan gazeteleri okuyacağım, bir yandan da, karşımda hep açık duran haber ekranları arasında dolaşıp gelişmeleri izleyeceğim..
Gazeteleri elden geçirirken birden dondum kaldım..
Cumhuriyet!.. Benim Cumhuriyet'im.. Bir zamanlar yazarı olmaktan hep gurur duyduğum, duyduğumu da hep yazdığım Cumhuriyet'in birinci sayfasında kocaman, yarım sayfa bir resim..
Patlamanın hemen ardından çekilmiş..
Atatürk Havalimanı önünden geçen yolda yan yana dağılmış ölü vücutlar..
Dünyanın hiç, ama hiçbir "Ciddi" gazetesi, bir terör eyleminden böyle bir resim basmaz.. Aslında satışları sadece resim ve başlığa dayalı bulvar gazeteleri bile yasak olmadığı halde, böyle resimleri "Centilmen anlaşması yapmış gibi" pek kullanmazlar.. Çıktığı günden beri resimle hiç ilgisi olmamış "Fikir Gazetesi" Cumhuriyet, birinci sayfasını nasıl bir tabloit gazeteden bile ucuzluk içinde pazarlar?.
Nasıl olur da o alçakça saldırıya duyulan ulusal öfkeye tercüman olacak bir başlık yerine "Ölüm Terminali" diye, o korkunç terörü düzenleyenleri keyifle yerlerinden fırlatacak bir manşet atar?.
Avrupa'nın en işlek üç havalimanından birinin adını "Ölüm Terminali" koymak Cumhuriyet'in mi işidir, yoksa eylemi yapan IŞİD'in mi, iyi düşünün o başlığı atan kardeşlerim?.
Salı gecesi Türkiye en acı günlerinden birini yaşadı.. Biz medya olarak böyle acı bir günde bile birleşmeyi başaramadık..
Herkesin elinde bir keser.. Herkes "Kendime, kendi hesabıma nasıl yontarım" davasında..
Gel de çıldırma!..