“Selam olsun Diyarbakır analarına!.”
Başlık tırnak içinde, çünkü bana ait değil, Muhsin Kızılkaya'nın artık kağıtta değil, internette yayınlanan HaberTurk'teki yazısının başlığı o..
Diyarbakır Anneleri üzerine yazılmış en güzel, en duygulu, en anlamlı yazı olduğu için.. Bir Kürt kardeşim tarafından yazılan bu yazının altına imzamı hem de nasıl attığım için, önce..
Sonra.. Sonra yıllar önce, oğulları kızları, dağa kaçan veya kaçırılan annelerin çocukları, güvenlik kuvvetlerimiz tarafından "Etkisiz hal"e getirilince, köylerinde kurulan taziye evlerine gidenlere, medyamızda "Terör destekçileri" diye bir saldırı başladığında "O taziyeler, acılı analara.. Evlat acısı hiçbir şeye benzemez. O evlat kim, ne olursa olsun, o anaya, taziyeye gitmek, onun acısını paylaşmak, teröre destek olmak değildir" diye yazdığımda, beni hatta "PKK yandaşı" olmakla suçlayanlar çıkmıştı.
Şimdi çocukları dağa kaçan, ya da kaçırılan ve sayıları her gün artan Diyarbakır anaları, hepimizin kalbi onlarla beraber, bekliyorlar, günlerdir. Televizyonlar, gazeteler, onlara verilen desteklerle dolu.
Bir yandan da, Silahlı Kuvvetlerimizin, karadan, havadan aman vermez savaşı sürüyor.