Temizlenmeyen ara sokaklar..
Dün ben köşemde "Uygarlık bir kültürdür" diye yazmış, çocukluğumdan örnekler vermiş, bugün bile Amerika gibi teknoloji ve maddi, manevi imkan deposu bir süper güçte bile, insanların kendi evlerinin...
Dün ben köşemde "Uygarlık bir kültürdür" diye yazmış, çocukluğumdan örnekler vermiş, bugün bile Amerika gibi teknoloji ve maddi, manevi imkan deposu bir süper güçte bile, insanların kendi evlerinin önünü kürüdükleri, ya da elde kürek dolaşan gençlere parayla kürüttüklerini anlatmıştım.
Sabah önce gazetemi okudum. Sonra Günaydın ekine geçtim. Orda da Sevgili Ayşe, "Temizlenmeyen ara sokaklar ve yollar yüzünden, mecburen evde kalmak, dışarı çıkınca tedirgin yürümek ve popo üstü düşmekten gına getirdiğini" yazıyordu.
Ayşe'ye ve "Şikâyet eden herkese sormak isterim.. İstanbul'da kaç kilometre ara yol var, hiç düşündünüz mü?. Ana caddeler dahil, tüm kaldırımları da ekleyin.. Şimdi bu kilometrelerce yol ve kaldırımlarda kar temizliği yapmak için, kaç bin işçi ve kaç bin çim biçme makinesi boyutlarında, dar yolda kar temizleme özel aracı gerekir?. Tüm bunların kırk yılda bir yağacak kar için elde hazır tutmak, İstanbul halkına kaça mal olur, bir hesaplayın..
O zaman, Amerika'da niye herkes kendi evinin önünü kürüyor, ya da para verip kürütüyor, anlarsınız..
Ama biz millet olarak her şeyi devletten beklemeye ve de olmayınca, ya da gecikince şikâyet etmeye alışmışız.
Adam lapa lapa kar yağarken, kabak lastikle yola çıkar. Kalır. Yolu tıkar, kar, kış lastikli, hatta zincirli yüzlerce aracın da yolda kalmasına sebep olur. Sonra "Kurtarma aracı iki saatte geldi" diye şikâyet eder..