Türkiye’de “Trafik” niçin çözülmez?.
Nişantaşı Atiye Sokağın karşısında House Cafe'nin önünde arabamı bekliyorum. 10 dakikada gelebildi. Aşağıda bir yere park etmiş Ercan. "Hıncal Bey, trafik kilit.. Akaretler Caddesi'nin ortasına kadar...
Nişantaşı Atiye Sokağın karşısında House Cafe'nin önünde arabamı bekliyorum. 10 dakikada gelebildi. Aşağıda bir yere park etmiş Ercan.
"Hıncal Bey, trafik kilit.. Akaretler Caddesi'nin ortasına kadar sarkıyor" dedi..
Hadi cenaze saatlerinde alıştık, ama bu defa öyle bir şey de yok. Nasıl oluyor bu rezil tıkanıklık?.
Santim ilerleyerek yaklaşık 15 dakikada (100 metrelik yol) Nişantaşı kavşağına gelirken anladım sebebini..
Teşvikiye Caddesi 3 şerit.. En sağ şeridi belediye otopark yapmış. Onun yanında, beşer metre falan aralıklı 4 tane araba.. Biri kamyon üstelik, duble park etmişler.. Dörtlüleri yakmışlar.. Yol inmiş nerdeyse yarım şeride.. Olmuş sana öyle bir huni ki zaten dar ama çok işlek yolda, trafik tam kilit..
Bu Şehr-i Stanbul'da 4'lü yakmak, en büyük özgürlük aracıdır. Onu yaktın mı, otobanın orta şeridinde bile durabilirsiniz.. Arabanızı ters yoldan sürebilirsiniz. Aklınıza ne gelirse yapabilirsiniz. Dörtlü herşeyi serbest kılar bizde..
Hemen orda trafik polisleri vardır karışmazlar.. Yanınızdan ekip arabaları geçer, biri durup da "Ne yapıyorsun hemşerim" demez.
O gün de aynen öyle. Kavşağa geldim ki, orada bir trafik polisi.. Arabam zaten duruyor. İndim aşağı, yanına gittim..
"Memur Bey, on adım ilerinizde dörtlü yakmış bir herif trafiği tıkıyor. Onun aşağısında üç tane daha var. Koca kamyonu burdan bile görebilirsiniz.. Niye müdahale etmiyorsunuz" dedim..
Kibar bir delikanlı..
"Hıncal Bey, bu trafikte buraya çekme aracı çağırmak mümkün değil. Aracın içinde şoför de yok. Başında beklesem ne işe yarar?. Trafik açılmaz ki.. Diyelim bekledim. Şoför geldi. Yazacağım ceza 108 lira.. Bugün kimin umurunda 108 lira.. Can yakacak bir ceza verebilmeliyim ki, ne o, ne bir başkası burada duble park etmeyi aklından bile geçirmesin.. 108 lira ceza ile bu şehirde trafik düzelmez!."
Adnan Oktar denen rezili basmaya cesaret eden İlk İçişleri bakanısınız, Sadettin Tantan'dan beri. Yani 20 yıldır.
Yeni Türkiye'nin ilk ve en güzel işi oldu.
Bu Trafik sorununa da kökten el atacağınızı bildiğim için yazıyorum.
Göreve ilk geldiğinizde, trafik düzenlemesi konusunda tüm valiliklere bir genelge kitapçığı yollamıştınız. Bir örneğini de bana.. Mükemmel düzenlemeler, emirler, tavsiyeler vardı.
Ama on paralık işe yaramadı. Çünkü başta İstanbul Valisi, kimse ciddiye almadı.
Alsaydı, o yolladığınız yönetmeliğin peşine düşseydi, belki biraz kıpırdardık.
Şimdi size tavsiyem.. Her yere eskortlarla, yolları tutturarak, açtırarak gidenlerle bu iş çözülmez. Onlar sıkıntı nedir bilmiyorlar ki..
Çözüm, sokakta görevli memurda.. Devleti temsil ederek, sokakta vatandaşla muhatap olan tek devlet memuru onlar çünkü. Onlarla konuşun. Bana söylediklerini size de söyleyecekler..
"108 lira ceza ile bu iş çözülmez!." Bir araştırma istetin, kurmaylarınızdan..
Amerika'da, İngiltere, Almanya, İtalya'da cezalar nasıl?. Hele ayni ihlali tekrar edenlerin, mesela 3 kırmızı ışık geçenin başına neler geliyor, mesela Los Angeles'ta..
Bizim ülkemizde insanlar polisin önünde suç işlemekten çekinmiyorlar. Çünkü ceza komik. Ve polis de o ceza ile işlerin düzelmeyeceğini biliyor. 108 lira ceza için adamı beklese, durdursa, daha çok kilitlenmeye sebep olacak. O zaman boş veriyor.
Orada, ıssız çöl yollarında bile "Ya çıkarsa" diyorlar.. Çünkü ceza öyle can yakıyor, öyle evlat acısı gibi geliyor ki, "Ya şurda saklanıyorsa memur" korkusundan en basit kuralı bile ihlal edemiyorlar..
Yıllardır AYR yazıyorum.. Algılanan Yakalanma Riski!.
Vatandaşı trafik kurallarına uymaya zorlayan şey, işte bu korku.. AYR dediğim, 0'dan 100'e bir cetvel..
AYR 0 ise, o ülke dağ başı.. Yani ;İstanbul, yani Türkiye orası!.
Ne oluşturuyor AYR'yi?.
1- Yakalanma ihtimaliniz!,. Her suç işleyişte yakalanıyorsanız, 100. Hiç yakalanmıyorsanız, 0!. Bizde kaç sizce?.
2- Cezanın can yakıcılığı.. Evlat acısı gibi bir ceza varsa 100.. Duble parkın cezası, o caddedeki Belediye Otoparkından hatta daha ucuzsa, 0!. Bizde kaç sizce?..
Bu ülke trafiği için yeni bir yasa lazım.. Trafik cezalarını el yakar, can yakar hale getirecek, insanın içine "Ya yakalanırsam" korkusu düşürecek cezalar lazım. Mahkeme, hapis dahil!.
Korkmayın oy falan da kaybetmezsiniz. Suç işlemezsen, ceza sıfır..
Ama cezayı suç işlemeyi önleyecek düzeyde tutarsan, 18 milyon nüfuslu İstanbul'dan alacağın alkış kaç milyon olur bir düşünün.
Her akşam yatarken alt yazılarda okuyorum. Durmadan KHK yayınlanıyor.. Kanun Hükmünde Kararname yani..
Bir Trafik Kararnamesi.. Çünkü suçlar zaten yazılı.. Sadece cezalar artacak. Hazırlanması 3 gün. Yürürlüğe girmesi, dördüncü gün. Bu kadar basit Sayın Süleyman Soylu.. Ve bu kadar da hızlı.
Orada dörtlüleri yakıp duble park edene, otobanda Emniyet şeridine babasının yolu gibi dalana, çıkamayacağı kavşağa girip, kavşağı kilit edene, mesela Los Angeles'in 800 - 1200 doları civarında, yani 5 bin lira ceza koyun da görelim bakalım, o kamyoncu dörtlüyü yakıp 1 saniye bile durabiliyor mu?.
Polis koymasanız da duramaz, merak etmeyin..
Ya sivil polis varsa.. Ya evlat acısı ceza geliverirse?.
TEM'den Güneşli kavşağına kadar yarım saatte geldik. Önümüzde 15 dakikalık yol var. Tatil sezonu zaten boş İstanbul.. Bir de tatil günü.. Ama bir durduk ki, inanılmaz.. Gitmiyor.. Niye?.
Çünkü bu ülkede Kaldırım Mühendisi bile olmayacakları Kara Yolları Mühendisi yapmışız.. TEM'den oralarda bağlamışlar, Üçüncü Köprü otobanını.. O kavşak kör düğüm.. Yapıldığından beri aylardır kör düğüm.. Bir karayolcu da düşünmüyor, "Biz nerde hata yaptık" diye..
Vatandaş beklemiş, milletin milyonla dövizi boşu boşuna gitmeyen arabanın benzini ile boşa harcanmış, umurunda değil, Kara Yolları Genel Müdürü'nün..
Bir metre gidiyor, on dakika duruyoruz. Ortada tek ama bir tek trafik aracı ve polisi görmedik, yola çıktığımızdan beri.
"Otoyol polisi" kâğıt üzerinde var, yol üzerinde yok. Görene aşk olsun!.
Yanımızdaki Emniyet Şeridinden vızır vızır gidiyor millet, pervasız.. Neden korksun ki?. Ceza, boşa yaktığı benzinden ucuz.. O da gelirse.. Kaybettiğin zaman, kaybettiğin iş..
Ercan'a "Allahın ahmağı ben miyim?. 'Bu araba kural ihlal etmez' yasağını kaldırıyorum. Herkes nasıl pervasız uyanıklık yapıyor, bizi eşşek yerine koyuyorsa, sen de onu yapacaksın artık. Gir Emniyet şeridine" dedim.
15 dakika sonra, masamıza oturmuş, garsonun getirdiği menüye bakıyorduk.
Sonuncu "Uygar Vatandaş"lardan birinin "Eşşek olmak"tan çıktığını saygılarımla bildiririm.
Bundan sonra memurlarınız yakalarsa 108 lira ödeyeceğim..
Yakalarlarsa?.
AYR!..
Benim algıladığım yakalanma riskim sıfır, Sayın Bakanım!.
Ya sizin?.