Tutuklamaları iyi düşünmek gerek!..
Ben "Tutuklu yargılanma"ya başından beri karşıyım.. Hem hukuksal, hem insancıl sebeplerle..Çünkü Ceza Hukuku'nda "Hakkında kesin hüküm verilene kadar herkes masumdur" ilkesine inanırım.Başından beri "Ceza...
Ben "Tutuklu yargılanma"ya başından beri karşıyım.. Hem hukuksal, hem insancıl sebeplerle..
Çünkü Ceza Hukuku'nda "Hakkında kesin hüküm verilene kadar herkes masumdur" ilkesine inanırım.
Başından beri "Ceza Muhakemeleri Usul Yasası"nda değişiklik yapılmasını ve başta Amerika, pek çok Batı demokrasisinde olduğu gibi, davalının kefalet karşılığı serbest bırakılarak, tutuksuz yargılanması"nı savundum. Savunmaya da devam edeceğim.. Bu bir..
"Bir kişi suçsuz yere bir gün yatacağına, bin suçlu aramızda dolaşsın" da gene hukuk ilkemdir, iki.. Tutukluluk halinin cezaya dönüştürülmesini kabul etmem mümkün değildir, bu da üç!.
***
Şimdi HDP davası özeline gelelim. Bana kalırsa, Selahattin Demirtaş ve arkadaşlarının tuzağına düştük..
Başından anlatayım..
Ben önceleri HDP'yi hep destekledim.. Kürt Partisi olarak destekledim. Çünkü yıllardan beri devam eden "Düşük Yoğunluklu" ama bol şehitli savaşın, ancak siyasal yollarla sona erdirileceğine inandım. PKK'yı besleyen unsurlar Kürt gençleri arasından çıkıyor. Genç yaşında herkes kendine göre devrimci olur. Delikanlılığın doğasında, hadi genel deyimi ile fıtratında vardır bu..
12 Eylül öncesi elde silah sokağa dökülen devrimcilerle ülkücülerin eylem açısından farkları var mıydı?.