Ulus’taki Atatürk Heykeli’ne bakarken..
Gördüğüm fotoğraflar beni şaşırtmadı ama, kanımı dondurdu.. Hala öyle mi bilmem ama, benim zamanımda ilkokul kitaplarında, kapaklarında görerek ezberlediğimiz, Ankara'ya ilk yolumuz...
Gördüğüm fotoğraflar beni şaşırtmadı ama, kanımı dondurdu..
Hala öyle mi bilmem ama, benim zamanımda ilkokul kitaplarında, kapaklarında görerek ezberlediğimiz, Ankara'ya ilk yolumuz düştüğünde koşarak görmeye gittiğimiz bir Atatürk Heykeli vardı, Ulus meydanında.. Atatürk'ün en güzel heykelidir..
1927 yılından beri orada durur.
Fotoğrafa baktım.. Güvercin pisliğinden rengini kaybetmişi de geçmiş.. Atatürk'ün en eski, en güzel, en anlamlı heykelini alenen, resmen bok götürüyor.. Evet bok.. B. O. K!..
Resmi basan Korkusuz gazetesi yanına bir fotoğraf daha koymuş.. O heykele yürüyüş mesafesinde, bir kaç yüz metre aşağıda Gençlik Parkı girişinde Nazarbayev heykeli.. Pırıl pırıl!..
Demek Ankara'da heykelleri temizlemekle görevli kişiler, sorumlular var..
O zaman niye minnacık, unutulmuş, geri kalmış bir köyden yepyeni Cumhuriyetin yepyeni başkentini, Ankara'yı yaratan Atatürk'ün heykeli, her gün, hatta günde 3 defa temizlenmiyor?.
Kime soracağız?.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'e mi?.
Ankara'ya ilk başkan seçildiğinde, şehirlerin insanlar için olduğunu unutmuştu yıllar önce ve işe Atatürk Bulvarı'nı köstebek yuvası gibi delik deşik ederek başlamıştı.