Utanmanın bittiği nokta..
Tümer Metin'i bir kenara bırakıyorum. Helva dövücünün hık deyicisi olmaya soyunmuş. Parasını alıyor, keyfine bakıyor. Sorun onda değil.. "Sorun bir penaltı kuralını dahi bilmekten aciz birini oraya koyup, pozisyon...
Tümer Metin'i bir kenara bırakıyorum. Helva dövücünün hık deyicisi olmaya soyunmuş. Parasını alıyor, keyfine bakıyor. Sorun onda değil.. "Sorun bir penaltı kuralını dahi bilmekten aciz birini oraya koyup, pozisyon analizi yaptıranda" diyeceğim ama, onu oraya koyanın amacı o zaten.. Maçı beraber izliyorlar. Patron izlerken fikrini söyleyip, Tümer'e işareti veriyor.
Yahu Tümer kardeşim penaltı kuralı 18 içindeki on kusurlu hareketi sıralar. Sadece o kadar. Topun, ya da futbolcuların pozisyonları asla önemli değildir.
"Şu pozisyona bakın.. Belluschi'nin topa dokunmasına imkan var mı" sorusu ne cehalettir?. Ama ne Şansal, ne de Mustafa, rezaleti yüzüne vurmuyorlar. Çünkü onların işine gelen de o..
"Hasan Ali'nin topa yönelmek için bir şeye tutunması lazım. Onun için tutuyor, Belluschi'yi" diye saçmayı zıvanadan çıkarıyor, Tümer. "Penaltı"yı itiraf ediyor aslında.. Demek Belluschi'yi, kendisine bir avantaj sağlamak için tutmuş. Yani kasıtlı.. O zaman..
"O zaman 'Devam' diyor" Tümer.. Mustafa da, Şansal da sessizlik içindeler..
Mustafa Denizli, bu ülkenin en yürekli futbol adamı olarak ün yapmış.. Hücum Futbolunu, cesareti, risk almayı, sadece futbol değil, hayat dersi olarak öğretmiş adam, Maraton'da kuklaya dönmüş..