Valimiz var mı?. Yok!. Belediye Başkanımız?. O da yok!.
Aynen öyle Sevgili Okurlar.. İstanbul'da ne zamandır kıyamet kopuyor?. Ne zamandır bir "Taksi" rezilliği var.. Duraklara telefon ediyorsunuz.. Cevap "Yok, efendim.." Öyle yok ki, ertesi sabah için randevu almak istiyorsunuz o bile mümkün...
Aynen öyle Sevgili Okurlar.. İstanbul'da ne zamandır kıyamet kopuyor?. Ne zamandır bir "Taksi" rezilliği var..
Duraklara telefon ediyorsunuz.. Cevap "Yok, efendim.." Öyle yok ki, ertesi sabah için randevu almak istiyorsunuz o bile mümkün değil.
Yolda çevirmeye kalkmak mı?. Güldürmeyin beni.. Eğer turist Arap, yani 20 liralık yere 120 lira alınıp kazıklanacak biri değilseniz, adam durmuyor bile.. Durursa kazara, ona da gideceğiniz yeri beğendirmek zorundasınız..
Şikayetler arşı alaya yükseldi. Gazeteler "Taksi Faciası" haberleriyle dolu..
Taksiciye de kızamıyorum doğrusu.. Çünkü yüzde 90'ı plaka mafyasına, insanlık dışı çalışıyor. Vardiya usulü direksiyona geçiyor, kazandığının yarıdan fazlasını plaka ağasına veriyor. Kalanı ile aile geçindirecek. Hele de okulların açıldığı aylarda, çocukların ek eğitim masrafları..
Peki kim çözecek bu rezilliği?. Kim çözecek İstanbul halkının ulaşım sorununu?.
Kentin iki sahibi var.
Atanmış sahip Vali..
Seçilmiş sahip Belediye...