..Ve yarım kalan yazının sonu..
Sonunda bu da geldi başıma..Bilgisayarın oyununa kurban gittim bu defa, editörümün ve reklamların günahı yok.Yıllardır, perdeyi geç açan, yüzlerce, binlerce insanı zerre saygı duymadan bekletenlere...
Sonunda bu da geldi başıma..
Bilgisayarın oyununa kurban gittim bu defa, editörümün ve reklamların günahı yok.
Yıllardır, perdeyi geç açan, yüzlerce, binlerce insanı zerre saygı duymadan bekletenlere kızarım. Ferhat Göçer konseri de, bir uyarı yapılmadan, bir özür bile dilenmeden 22 dakika geç başlayınca artık, aldım elime kalemi, yazdım aklıma geleni..
Ama yazının sonu yok, sabah baktım gazetede..
Soğuk duş.. Hızla gazeteye koştum ki, hata bu defa tümüyle bende..
Bilgisayar özürlüyüm ya..
O zaman özürler benden..
Dünkü yazım, aslında şöyle bitecekti..
Bir tesadüf, tam da o gün Cengiz Semercioğlu kardeşim, Hürriyet Kelebek'teki köşesinde "Sanatçıdan dost olmaz" demeye getiriyordu. "10 tane iyi yazı yaz, 11'inci yazıda eleştir, senden kötüsü olmaz.. Arkadaşların çoğalır gözükürken azalır" diyordu. "Arkadaşların azalmaz" diye yazacaktım ona.. "Sen iyi yazdığın için, iyi yazmaya devam etmen için dost görünenler, eleştirdiğini görünce hayatından çekip giderler. Bir sahte dosttan kurtulursun, hatta daha da iyi olur." diyecektim.
40 yıldır dost sandığım birini eleştirdim, selamı sabahı kesti. Beni görünce yolunu değiştirir oldu. Onu anlatacak ve "Şimdi söyle Cengiz, hangimiz kaybettik?.
O mu, ben mi" diye bitirecektim..