Bir 18.yy. âliminin hayat hikayesi
Bu başlık görünüşte okuruna çok sıradan gelebilir. Ancak bir 18. yy. âliminin hayat hikayesine ulaşmak için sınırlı kaynaklarımız olduğunu düşündüğümüzde başlık...
Bu başlık görünüşte okuruna çok sıradan gelebilir. Ancak bir 18. yy. âliminin hayat hikayesine ulaşmak için sınırlı kaynaklarımız olduğunu düşündüğümüzde başlık aslında hayli ilginç. Zira 19. yy. öncesinde bir şahsın hayatını incelemek gibi bir amacınız varsa Avrupa’da olduğu gibi günlükler, mektuplar ve şahsi evrak koleksiyonları bulmak çok da kolay değil. Ulaşabileceğiniz kaynaklar daha çok şahsın görevi ile alakalı resmi kayıtlardan öte gitmez.
‘Bir âlimin hayat hikayesi’, geleceğini ilmiyede gören birinin hangi eğitim basamaklarını çıktığını, ne tür dersler okuduğunu gösterecek derin bir konu başlığıdır aynı zamanda. Özellikle okutulan derslerin içeriği Osmanlı entelektüel tarihini, Osmanlı insanının zihin kodlarını anlamak bakımından da birçok veri sunar bize. Öte yandan klasik Osmanlı eğitim sistemini anlamak adına da pencereler açar.
Ahmet Cevdet Paşa’nın kızı Fatma Aliye Hanım’ın hakkında bilgiler verdiği Seyyid Hafız Mehmed Murad’ın izini sürebiliriz bu anlamda. Fatma Aliye Hanım, Mehmed Murad'ın sıradan bir tekke şeyhi olmadığı, tekkesini İstanbul’un âlim ve ediblerinin, rical ve kibarının her zaman gelip gittiği bir eğitim yuvası şeklinde tanımlar.
Seyyid Hafız Mehmed Murad; 1788’de Fatih’te Yavuz Sultan Selim Camii yakınındaki bir Nakşibendi dergahında dünyaya gelir. Babası dergahın postnişinidir. Tahsil hayatının büyük bir kısmını bizzat babasının delaletiyle sürdüren Mehmed Murad, ilk tahsiline beş yaşında Mehmet Himmet Efendi mektebinde başlar. Önce yüzünden Kur’an-ı Kerim okumayı öğrenen Mehmed Murad yedi yaşında hafızlığa niyetlenir. Maide suresine geldiğinde hafızlıktaki başarısı dikkat çeker. Bu süre zarfında hocasının hacca gitmesi üzerine bir başka hocayla hafızlığa devam eder. (Hocanın değişimi klasik eğitim sisteminde önemlidir. Çünkü klasik eğitimde, okunan okuldan ziyade hoca önemlidir. İcazet dediğimiz diploma hocadan alınır.) 12 yaşına kadar devam ettiği bu okulda hafızlık dışında tecvid ve ilmihal bilgilerini öğrenmiş, Birgivi Şerhi’ni okumuştur. 12 yaşında bu okuldan ayrılır ve çeşitli müderrislerden ders alır. Birgivi’nin İzharul-Esrar’ını, Molla Cami’nin Kafiye Şerhi’ni, Molla Fenari’nin mantıkla ilgili İsagoci Şerhi’ni okur. Şerh-i akaid’e başladığı dönemlerde babasını kaybetmesi üzerine ‘ah u enin ve firak-ı peder’ ile kendisini koyuvermiş, iki sene tekke tekke dolaşmıştır. Bu sırada 18 yaşında olan Mehmed Murad, daha sonra Tuhfe-i Vehbi, Pend-i Attar, Gülistan-ı Şeyh Sa’di ve Bustan, Divan-ı Hafız-ı Şirazi ve Kitab-ı Mefatihul-Durriyye okumuştur. Sonraki süreçte haftada bir gün Divan-ı Sa’ib, haftada iki gün Mesnevi okur. Aktif tahsil dönemini bitirdikten sonra Yavuz Selim Camii’nde büyük bir kalabalığın huzurunda icazet alır. Eğitim hayatını tamamladıktan sonra da babasının tekkesinde şeyhlik postuna oturur.