Sofraları okula dönüştürmek
Geçtiğimiz günlerde genç bir delikanlı ile sohbet ediyoruz, çocukluktan gençliğe adım atmak üzere olan ve dünyada neler olup bittiğine dair meraklı bir genç. O sorular soruyor, ben cevaplıyorum. Söz...
Geçtiğimiz günlerde genç bir delikanlı ile sohbet ediyoruz, çocukluktan gençliğe adım atmak üzere olan ve dünyada neler olup bittiğine dair meraklı bir genç. O sorular soruyor, ben cevaplıyorum. Söz dönüp dolaşıp kendi benlik algısına geldi. Kendini nasıl tanımladığını sordum, bağlayıcı olabilecek hiçbir yönlendirme yapmadan. ‘Vicdanlı’ dedi. Bu tanımlamayı neye göre yaptığını sorunca ‘sadece kendimi düşünmüyorum ve dünyadaki her şey beni ilgilendiriyor’ dedi.
Bir çocuğun/gencin kendini ‘vicdan’ üzerinden tanımlaması ve dünyadaki her şeyin kendisini ilgilendirdiğini düşünmesi, ilginç ve irdelenmeye değerdi. ‘Dünyadaki her şeyin seni ilgilendirmesi yorucu değil mi?’ diyerek şeytanın avukatlığını yaptım. ‘Ama insanız’ dedi.
Örnek vermesini istedim ve kendini neden böyle tanımladığını sorularla irdeledim. Önce ‘karakterim böyle’ dedi. ‘Karakterini ne şekillendirdi?’ sorusuyla sohbetimiz derinleşti. Neyin onu vicdanlı bir insan yaptığını sordum. Elbette bunun cevabını vermek kolay değildi.