15 Temmuz nasıl milat oldu?
15 Temmuz sadece halkın darbesavar olmak gibi çok müstesna bir vasfını ortaya çıkarmadı, aynı zamanda birden fazla şeyin de miladı oldu. Milat hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı dönüm...
15 Temmuz sadece halkın darbesavar olmak gibi çok müstesna bir vasfını ortaya çıkarmadı, aynı zamanda birden fazla şeyin de miladı oldu. Milat hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağı dönüm noktalarına diyoruz. Yani bir nevi doğuş. Silkiniş ve kendine gelişten yola çıkarak söyleyecek olursak bir diriliş, yani ’ ba’subağdel mevt’ halidir. Uyuyan toplumlar her zaman kurulmuş saatlerle ya da münadilerin nidalarıyla uyanmazlar. Bazen de sarsıcı olaylar, yol açıcı vakalar uyarıcı vazifesi görür. 15 Temmuz gecesi insanlar sabaha uyandıklarında daha önce yaptıkları bütün ezberleri unuttular. Okudukları kitapların kapısından geri dönenler oldu. Bilgi, bilgin, bilge, hoca, efendi, hoca efendi gibi uluorta bol keseden dağıtılan yaftalar birer birer yıkılıverdi. Hocanın takkesi düştü keli göründü. Hocaefendi(!)lerin sarıkları çözüldü, cübbeleri kaydı, bir gecede sakalları ağardı. Aklını kullanmayanlar, başkalarının aklına uyanlar rezili rüsva oldular. İslami terminoloji kendinde keramet vehmeden zavallı kişilerin tekelinden kurtularak yeniden formatlandı. Hafızlar hafızalarını yeniden yokladılar. Cümlemiz la havle çekip yeniden abdest tazeledik. Bundan böyle hiçbir şey determinist ilkelere bağlı kalmak ya da ders kitaplarının öğrettiği şekilde olmak zorunda değildir artık. Zira bu millet için tankın üstü ile altı arasında hiçbir fark yoktur. Kanlı Fetö kalkışmasının herkese öğrettiği bir şeyler oldu. En çok da toplumsal hafızaya, maşeri şuura, kolektif bilince unutulmaz mesajlar sundu bu meşum gürültü. Nasıl mı?
* Cemaatler şahsiyet oluşumunun birlikte daire çizmekten daha önemli olduğunu kavradılar.