Açlığı oruçla doyuranlar
Ramazan ayı vedaya hazırlanıyor. Gelişinde sevinç yükünü yüklendiği gibi, gidişinde de hüzün yükünü yükleniyor. Kaç Ramazanlık ömrümüz var şu dünyada? Her...
Ramazan ayı vedaya hazırlanıyor.
Gelişinde sevinç yükünü yüklendiği gibi, gidişinde de hüzün yükünü yükleniyor. Kaç Ramazanlık ömrümüz var şu dünyada?
Her ömrünü tamamlayan Ramazan aslında bizim ömrümüze bir çentik atıp gidiyor.
Bir uyanma ayı olarak kaldı hafızamda Ramazan.
İnsan oruçlu olduğu zamanlar daha çok farkına varıyor teğet geçtiği şeylerin.
Nefsi arzular manevi hasletlerin önünden çekiyor.
Oruç tutmanın her zamankinden çok daha yaralarımıza merhem olduğu bir çağdayız.
Bitmek bilmeyen arzular, sönmeyen ihtiras ateşi, haz düşkünlüğü oruçla haddini biliyor.
Yemeden içmeden durmak, yeme içmenin işgal ettiği alanlara kendini gösterme fırsatı tanıyor.
Yeme içme ve fizyolojik ihtiyaçlar insanının sindirim sistemini kontrolsüzleştirip duyarsızlaştırıyor. Sosyal felaketleri, toplumsal erozyonları da rahatlıkla sindirir hale geliyoruz.
Adaletsizlik, yoksulluk, kanaatsizlik, kapitalizm, komşusu açken kendisi tok sabahlayan insanların varlığı kimseyi rahatsız etmiyor.