Leğendeki kirli suyu dök; ama bebeği dışarı fırlatma!
sınıf Hz. Muhammed’in Hayatı kitabında ‘evlilik’ bahsinde “kocaya itaat”ten bahsediliyormuş. Bu kadarla da kalmıyormuş ve ateistle ve mürtetle evlenilemeyeceğini söylüyormuş. Başka şeyler de var...
sınıf Hz. Muhammed’in Hayatı kitabında ‘evlilik’ bahsinde “kocaya itaat”ten bahsediliyormuş. Bu kadarla da kalmıyormuş ve ateistle ve mürtetle evlenilemeyeceğini söylüyormuş. Başka şeyler de var, fakat lafını bile etmeye gerek kalmayacak denli basit şeyler. İlginç bir toplumda yaşıyoruz, aynı kelimeleri telaffuz edip aynı cümleleri kurmamıza rağmen farklı dilleri kullanıyoruz.
İki ayrı medeniyet, iki farklı toplumsal hafıza ve birbirini anlamamak üzere şartlanmış iki farklı zihniyet söz konusu.
‘Kocaya itaat’ erkeğin karısına itaatsiz davranması salahiyetini vermez. Kadının erkek için, erkeğin de kadın için bir elbise olarak yaratıldığını (Bakara-187) söyleyen Kur’an iki cinsin evlilikle beraber birbirlerine olan yakınlıklarını ‘eşit yakınlık’ olarak ifade etmiştir.
Şimdi meselenin haber bültenlerine kadar konu edilmesindeki çiğliğe bir bakalım:
* Dinle ilgili bir derste, üstelik seçmeli bir derste evlilik bahsinde böyle bir açıklamanın yer almasından daha doğal ne olabilir ki? Ortada nas olmasına rağmen böyle bir hususu birilerini memnun etmek için hakikatin hilafına anlatmak daha mı iyi?
* İtaat, kulluk, korku, mahremiyet, muhabbet, adalet, mukarenet, ülfet, iffet… Gibi kelime ve kavramların modern zamanlardaki değişen ve daralan anlamlarını dikkate almadan dini meseleleri anlamak mümkün değildir.