İTHAF
Bir nisan Pazar’ında, bu Pazar; En son mükalememiz nedeniyle başta Kemal Öztürk ve Cumartesi günkü yazısı nedeniyle Mustafa Öztürk olmak üzere bütün dostlara ithafımdır. Acaba...
Bir nisan Pazar’ında, bu Pazar;
En son mükalememiz nedeniyle başta Kemal Öztürk ve Cumartesi günkü yazısı nedeniyle Mustafa Öztürk olmak üzere bütün dostlara ithafımdır.
Acaba aradığımız, muhtaç olduğumuz şey bu mudur, bu ses midir?
“Hele bir gece hiç unutamam. Onu Yunus Emre’nin bir parçasını inlerken görüp dinlemiştim. Aman ya Rabbi, o seste öyle içerikli bir yanıklık, bu yanıklıkta öyle ince ve gölgeli bir uyanıklık vardı ki… Sanki koca Yunus’un o daima kaynaşıp taşan deryalar gibi aşkı bu pest (yavaş, alçak) ve hazin, fakat besim (gülümseyen) ve rauf (esirgeyici) seste tamamiyle yatışıyor, sakin ve nermin (yumuşak) uykusuna dalmak için de tatlı rüyalarına açılmak istiyordu!
Kapalı gözlerimi açtığım, o tatlı ve hudutsuz rüyalara hayalimi kaptırıp yükseltmekten sükut ettiğim (düştüğüm) zaman Rıza Bey’in, bu siret (karakteri, ahlakı) ve sureti birbirinden güzel üstadın iri ve kerim gözlerini nemli görmüştüm. O vakit hükmettim ki Rıza Bey